Astsubaylar Birliği
vecihi ünaldılar
Cuma, 06 Eylül 2013 13:52
Ziyaretçi Defteri
Değerli Meslektaşlarım;
Öncelikle, hepinize sağlıklı günler dileyerek yazıma başlamak istiyorum. Sizleri yanlış bilgilendirmemek için TEMAD tüzüğümüz PC’nin yanında durur. Ancak, son zamanlarda, eh artık ortalık duruldu, gerekmez deyip dosyaya kaldırıyorum ki, bakıyorum yine bir tartışma var.Tüzüğü tekrar çıkarıp, yanıma almak durumunda kalıyorum.
O kadar gergin ve o kadar doluyuz ki; küçük bir kıvılcım bile koca bir yangına neden olabiliyor. Her zaman söyledik ve yazdık. Karşı fikirler olabilir. Bunları olgunlukla, karşılıklı sevgi ve saygı çerçevesinde tartışabilmeli ve kırıcı olmamalıyız. Biz birbirimizi sevmez, anlamazsak, kimse bizi sevmez ve anlamaz.
Bunları niçin yazıyorum. Son günlerde 17 Ekim’le ilgili yoğun ve kırıcı tartışmalar yaşanmakta. Oysa hepimiz kol kola girmek, tek vücut olmak zorundayız.
Gelelim konumuza: TEMAD tüzüğümüzün 7. Maddesi;”17 Ekim günü Türkiye Emekli Astsubaylar Derneğinin kuruluş günüdür. Bugün, Genel Merkezce Anıtkabir ziyaret edilerek, çelenk konur. Şubelerce de mahallindeki, Atatürk Anıtlarına çelenk konulur ve günün anlamını belirten toplantılar düzenlenir.” Hükmünü amirdir. Durum böyleyken, Genel Merkez yönetimi geçen yılı “Dünya Astsubaylar Günü” olarak ilân etmiş, yürüyüş ve etkinlikler düzenlenmiştir. Takdir edileceği üzere, bu konunun tescili için uluslararası prosedür gereği neyse yapılmalı ve netleştirilmeliydi. Bunun yanı sıra, Ankara dışından katılanlar sadece yürüyüşe katılabildiler. Ulaşım ve konaklama sorunları nedeniyle, diğer etkinliklere katılamadılar. Oysa, onlar da tüm etkinliklere katılmak istemezler miydi?
Güncel asıl sıkıntı şuradan kaynaklanıyor kanaatimce. Bir düşünce, 17 Ekim bayramsa, biz bu kadar sıkıntı içinde bayram kutlayacak halde miyiz, böyle kutlamalar, bunların hali keyfi yerinde ki bayram kutluyorlar, gibi değerlendirilebilir, şeklinde. Bir diğer düşünce de; Haklarımıza yönelik protesto eylemi yapılması artık gereklidir. Protesto yapılmadan sadece kortej olarak yürümek bir anlam ifade etmeyecektir, düşüncesi.
Bütün bunları bir potada eritip, çözüm üretecek merci ise TEMAD Genel Başkanlığıdır. Bizlere düşen, birbirimizi kırmadan, incitmeden görüş ve fikirlerimiz tartışarak, ortak yolu bulabilmektir. Sonsuz sevgi, saygı ve selâmlarımla.
Öncelikle, hepinize sağlıklı günler dileyerek yazıma başlamak istiyorum. Sizleri yanlış bilgilendirmemek için TEMAD tüzüğümüz PC’nin yanında durur. Ancak, son zamanlarda, eh artık ortalık duruldu, gerekmez deyip dosyaya kaldırıyorum ki, bakıyorum yine bir tartışma var.Tüzüğü tekrar çıkarıp, yanıma almak durumunda kalıyorum.
O kadar gergin ve o kadar doluyuz ki; küçük bir kıvılcım bile koca bir yangına neden olabiliyor. Her zaman söyledik ve yazdık. Karşı fikirler olabilir. Bunları olgunlukla, karşılıklı sevgi ve saygı çerçevesinde tartışabilmeli ve kırıcı olmamalıyız. Biz birbirimizi sevmez, anlamazsak, kimse bizi sevmez ve anlamaz.
Bunları niçin yazıyorum. Son günlerde 17 Ekim’le ilgili yoğun ve kırıcı tartışmalar yaşanmakta. Oysa hepimiz kol kola girmek, tek vücut olmak zorundayız.
Gelelim konumuza: TEMAD tüzüğümüzün 7. Maddesi;”17 Ekim günü Türkiye Emekli Astsubaylar Derneğinin kuruluş günüdür. Bugün, Genel Merkezce Anıtkabir ziyaret edilerek, çelenk konur. Şubelerce de mahallindeki, Atatürk Anıtlarına çelenk konulur ve günün anlamını belirten toplantılar düzenlenir.” Hükmünü amirdir. Durum böyleyken, Genel Merkez yönetimi geçen yılı “Dünya Astsubaylar Günü” olarak ilân etmiş, yürüyüş ve etkinlikler düzenlenmiştir. Takdir edileceği üzere, bu konunun tescili için uluslararası prosedür gereği neyse yapılmalı ve netleştirilmeliydi. Bunun yanı sıra, Ankara dışından katılanlar sadece yürüyüşe katılabildiler. Ulaşım ve konaklama sorunları nedeniyle, diğer etkinliklere katılamadılar. Oysa, onlar da tüm etkinliklere katılmak istemezler miydi?
Güncel asıl sıkıntı şuradan kaynaklanıyor kanaatimce. Bir düşünce, 17 Ekim bayramsa, biz bu kadar sıkıntı içinde bayram kutlayacak halde miyiz, böyle kutlamalar, bunların hali keyfi yerinde ki bayram kutluyorlar, gibi değerlendirilebilir, şeklinde. Bir diğer düşünce de; Haklarımıza yönelik protesto eylemi yapılması artık gereklidir. Protesto yapılmadan sadece kortej olarak yürümek bir anlam ifade etmeyecektir, düşüncesi.
Bütün bunları bir potada eritip, çözüm üretecek merci ise TEMAD Genel Başkanlığıdır. Bizlere düşen, birbirimizi kırmadan, incitmeden görüş ve fikirlerimiz tartışarak, ortak yolu bulabilmektir. Sonsuz sevgi, saygı ve selâmlarımla.
vecihi ünaldılar
Salı, 03 Eylül 2013 00:06
Ziyaretçi Defteri
Değerli Meslektaşlarım;
Yaklaşık 2 yıldır Genel Merkez yönetiminin ilgililerle yaptığı görüşmeler hakkında bizlere bilgi aktarılmaması, en fazla dile getirdiğimiz ve yakındığımız husus olmuştur. Sayın Genel Başkan 1. Olağan üstü genel kurula yakın bilgilendirme toplantılarına çıktı. Biz yine bilgilenemedik. Şimdi görüyoruz ki, yeniden bilgilendirme toplantıları başladı. Ama bizler yine bilgilenemiyoruz. Ziyaret ettikleri Şube Başkanlarına, “Bu konuştuklarımız aramızda kalsın” mı diyorlar ki, bu bilgiler bizlere intikâl ettirilmiyor. İstirham ediyorum Değerli Şube Başkanlarımız, Sayın Genel Başkanımızdan aldıkları bilgileri eğer bir gizliliği yoksa bizlerle paylaşsınlar lütfen. Ya da, “Arkadaşlar bunların gizliliği var” desinler bizler de anlayalım. Bu kadar yıl askerlik yaptığımıza göre anlarız elbet.
Sağ olsun Değerli Kardeşimiz, Sayın Ayhan BAYIRLI Genel Kurul videolarını yayınladı. Kendisine tekraren bu emeği, çabası, gayreti ve hizmeti için bir kez daha teşekkür ediyorum. İzlediğimiz videolarla genel kurul hakkında bilgi sahibi olduk. Konuşmaları izledik. Sayın Genel Başkan konuşmasının bir yerinde, “Nerede o yazan çizenler gelsinler buraya konuşsunlar” dediler. Ben de o yazan çizenlerden ve de Balıkesir ve İzmir toplantılarına katılanlardan biriyim. 25 yıllık TEMAD üyesiyim. Kabul edilip, edilmeyeceğimiz konusunda bilgi alamadığım bir yana. Gitsem, konuşma hakkım olacak mıydı? Delege olmadığıma göre tabii ki hayır. Peki gidenler ne oldu? Konuşabildiler mi? Delege değiller tabii ki hayır. Hatta, konuşmalara itiraz ettiklerinde, Divan Başkanlığı tarafından, salondan çıkartılacakları uyarısı yapıldı. Peki, o halde, Sayın Genel Başkan niçin böyle konuşuyor?
Bakınız, hep söyledim ve yazdım. Benim hiçbir beklentim yok. Aklımın erdiği, dilimin döndüğü kadar gençlere bilgi ve birikimlerimi aktarabilir, yardımcı olabilirsem ne mutlu bana. Neticede, 25 yıllık TEMAD üyesiyim, teşkilâtta görevlerim de oldu. Ben şuncu, buncu değil, TEMAD’ÇIYIM. Tabii ki beğendiklerimi ve beğenmediklerimi, beklentilerimi dile getireceğim. 2/2 dereceden emekliyim. Ben ve benim gibi olan arkadaşlarımın sabrı, tahammülü ve dayanacak gücü kalmamıştır. Nezaket ve teşekkür ziyaretleri olabilir. Arkadan 17 Ekim kutlamaları geliyor. Tamam, bunlar olsun. Ancak, çözüm bekleyen sorunların acil çözümlerine odaklanılmalı ve neticeye gidilebilmelidir. Hepinize sonsuz sevgi ve saygılar sunuyor, sağlıklar diliyorum.
Yaklaşık 2 yıldır Genel Merkez yönetiminin ilgililerle yaptığı görüşmeler hakkında bizlere bilgi aktarılmaması, en fazla dile getirdiğimiz ve yakındığımız husus olmuştur. Sayın Genel Başkan 1. Olağan üstü genel kurula yakın bilgilendirme toplantılarına çıktı. Biz yine bilgilenemedik. Şimdi görüyoruz ki, yeniden bilgilendirme toplantıları başladı. Ama bizler yine bilgilenemiyoruz. Ziyaret ettikleri Şube Başkanlarına, “Bu konuştuklarımız aramızda kalsın” mı diyorlar ki, bu bilgiler bizlere intikâl ettirilmiyor. İstirham ediyorum Değerli Şube Başkanlarımız, Sayın Genel Başkanımızdan aldıkları bilgileri eğer bir gizliliği yoksa bizlerle paylaşsınlar lütfen. Ya da, “Arkadaşlar bunların gizliliği var” desinler bizler de anlayalım. Bu kadar yıl askerlik yaptığımıza göre anlarız elbet.
Sağ olsun Değerli Kardeşimiz, Sayın Ayhan BAYIRLI Genel Kurul videolarını yayınladı. Kendisine tekraren bu emeği, çabası, gayreti ve hizmeti için bir kez daha teşekkür ediyorum. İzlediğimiz videolarla genel kurul hakkında bilgi sahibi olduk. Konuşmaları izledik. Sayın Genel Başkan konuşmasının bir yerinde, “Nerede o yazan çizenler gelsinler buraya konuşsunlar” dediler. Ben de o yazan çizenlerden ve de Balıkesir ve İzmir toplantılarına katılanlardan biriyim. 25 yıllık TEMAD üyesiyim. Kabul edilip, edilmeyeceğimiz konusunda bilgi alamadığım bir yana. Gitsem, konuşma hakkım olacak mıydı? Delege olmadığıma göre tabii ki hayır. Peki gidenler ne oldu? Konuşabildiler mi? Delege değiller tabii ki hayır. Hatta, konuşmalara itiraz ettiklerinde, Divan Başkanlığı tarafından, salondan çıkartılacakları uyarısı yapıldı. Peki, o halde, Sayın Genel Başkan niçin böyle konuşuyor?
Bakınız, hep söyledim ve yazdım. Benim hiçbir beklentim yok. Aklımın erdiği, dilimin döndüğü kadar gençlere bilgi ve birikimlerimi aktarabilir, yardımcı olabilirsem ne mutlu bana. Neticede, 25 yıllık TEMAD üyesiyim, teşkilâtta görevlerim de oldu. Ben şuncu, buncu değil, TEMAD’ÇIYIM. Tabii ki beğendiklerimi ve beğenmediklerimi, beklentilerimi dile getireceğim. 2/2 dereceden emekliyim. Ben ve benim gibi olan arkadaşlarımın sabrı, tahammülü ve dayanacak gücü kalmamıştır. Nezaket ve teşekkür ziyaretleri olabilir. Arkadan 17 Ekim kutlamaları geliyor. Tamam, bunlar olsun. Ancak, çözüm bekleyen sorunların acil çözümlerine odaklanılmalı ve neticeye gidilebilmelidir. Hepinize sonsuz sevgi ve saygılar sunuyor, sağlıklar diliyorum.
Cüneyt
Pazar, 01 Eylül 2013 20:35
Ziyaretçi Defteri
TEMAD GENEL MERKEZİ ESKİ DÜŞÜNCE YENİ YÜZÜYLE KALDIĞI YERDEN YERİNDE SAY MARŞINA DEVAM
TEMAD Genel Merkez Yönetimi 2 yıllık bir süreyi çeşitli bahanelerle kendi içlerinde çalışmama veya çalıştırılmama bahanesiyle tamamladı. Geriye kalan bir yıllık süre için de acaba hangi bahaneler uydurup delegasyonun karşısına çıkacaklar.
Bugünkü TEMAD Genel Merkez Yönetimi şunu çok iyi bilmelidir ki 1 nci olağanüstü genel kurulda aldıkları oy kendilerinin gerçek oyu olmadığını ve sessiz büyük bir muhalefetin karşılarında ve yakın takibinde olduğunu aklının ucundan çıkarmamaları.
Evet, Genel Merkez aynı düşünce yapısı ve değişik yüzlerle kendilerince yenilenerek, bildikleri yoldan yürümeye devam etmektedirler.
Siz genel merkez olarak daha geçen hafta her türlü bilgi ve belgeyi kongrede tüm delegasyona sunmadınız mı ki tekrar yollara düşüp bilgilendirme toplantılarına devam ediyorsunuz.
Tekirdağ, çorlu, Edirne ve daha sonrası devam etme ihtimali olan diğer şubeleri hangi konularda bilgilendirdiğinizi bizler de öğrenmek isteriz.
Bu gezdiğiniz/gezeceğiniz şubelere bir teşekkür borcu olarak mı geziyorsunuz ya da kendinizi daha iyi anlatabilmek ve bir yıl sonra yapılacak olağan genel kurula girerken daha güçlü olmak için mi dolaşıyorsunuz.
Karşınızda büyük bir güç olan İZMİR il başkanlığı ve diğer şubeler içinde aynı duyguya sahipmisiniz
Sizleri en çok takdir ettiğim konu çok küçük bir illizyonla ve kesin değişmez önyargılı taraftarınızla bazı ayak oyunları ile yapmadığınız şeylerin bile satışını güzel yapmanız sizi bugünkü konumunuza taşımıştır.
Ancak başka bir meslek grubu olsaydı ( bunların içerisinde ilkokul mezunu işçi statüsünde bir meslek grubu –ki kesinlikle küçümsediğimiz için değil haklarına sahip çıkacakları için-) en basit ifade ile bir yada birkaçı çıkar sayın başkan bugüne kadar iki yılda yaptığınız faaliyetlerde cebimize beş kuruş para girmedi sen ne yapıyorsun. Bir milyon Tl. gibi bir parayı bu kısa sürede nerede harcadın. Bu yönetime getirdiğin arkadaşları kendin konumlandırdın bizlerin hiçbir etkisi olmadı deyip basit şu üç cümlecik soruları sizlere sorarlardı.
Herhalde bizler yılların verdiği eziklikler içerisinde suskunluğumuzu devam ettirdiğimiz gibi emekli olduğumuz halde kendi içimizde de ezikliğimiz, haksızlıklar karşısında suskunluğumuz devam edip gideceğe benzer.
Bu bizlerin kaderi değil,olmamalı ancak kendimiz olamayışımız ve kendimizi ifade edemeyişimizin bir sonucudur.
TEMAD Genel Merkez Yönetimi 2 yıllık bir süreyi çeşitli bahanelerle kendi içlerinde çalışmama veya çalıştırılmama bahanesiyle tamamladı. Geriye kalan bir yıllık süre için de acaba hangi bahaneler uydurup delegasyonun karşısına çıkacaklar.
Bugünkü TEMAD Genel Merkez Yönetimi şunu çok iyi bilmelidir ki 1 nci olağanüstü genel kurulda aldıkları oy kendilerinin gerçek oyu olmadığını ve sessiz büyük bir muhalefetin karşılarında ve yakın takibinde olduğunu aklının ucundan çıkarmamaları.
Evet, Genel Merkez aynı düşünce yapısı ve değişik yüzlerle kendilerince yenilenerek, bildikleri yoldan yürümeye devam etmektedirler.
Siz genel merkez olarak daha geçen hafta her türlü bilgi ve belgeyi kongrede tüm delegasyona sunmadınız mı ki tekrar yollara düşüp bilgilendirme toplantılarına devam ediyorsunuz.
Tekirdağ, çorlu, Edirne ve daha sonrası devam etme ihtimali olan diğer şubeleri hangi konularda bilgilendirdiğinizi bizler de öğrenmek isteriz.
Bu gezdiğiniz/gezeceğiniz şubelere bir teşekkür borcu olarak mı geziyorsunuz ya da kendinizi daha iyi anlatabilmek ve bir yıl sonra yapılacak olağan genel kurula girerken daha güçlü olmak için mi dolaşıyorsunuz.
Karşınızda büyük bir güç olan İZMİR il başkanlığı ve diğer şubeler içinde aynı duyguya sahipmisiniz
Sizleri en çok takdir ettiğim konu çok küçük bir illizyonla ve kesin değişmez önyargılı taraftarınızla bazı ayak oyunları ile yapmadığınız şeylerin bile satışını güzel yapmanız sizi bugünkü konumunuza taşımıştır.
Ancak başka bir meslek grubu olsaydı ( bunların içerisinde ilkokul mezunu işçi statüsünde bir meslek grubu –ki kesinlikle küçümsediğimiz için değil haklarına sahip çıkacakları için-) en basit ifade ile bir yada birkaçı çıkar sayın başkan bugüne kadar iki yılda yaptığınız faaliyetlerde cebimize beş kuruş para girmedi sen ne yapıyorsun. Bir milyon Tl. gibi bir parayı bu kısa sürede nerede harcadın. Bu yönetime getirdiğin arkadaşları kendin konumlandırdın bizlerin hiçbir etkisi olmadı deyip basit şu üç cümlecik soruları sizlere sorarlardı.
Herhalde bizler yılların verdiği eziklikler içerisinde suskunluğumuzu devam ettirdiğimiz gibi emekli olduğumuz halde kendi içimizde de ezikliğimiz, haksızlıklar karşısında suskunluğumuz devam edip gideceğe benzer.
Bu bizlerin kaderi değil,olmamalı ancak kendimiz olamayışımız ve kendimizi ifade edemeyişimizin bir sonucudur.
Murat
Cumartesi, 31 Ağustos 2013 21:54
Ziyaretçi Defteri
Değerli Arkadaşlar.
TEMAD ı olağan üstü genel kurula götüren arkadaşları kendilerine bir önder seçerek Genel Başkanlığa aday gösterdiler. Birlikte şubelerin büyük bölümünü gezerek Sn. Veli Bozkır ı tanıttılar ve oy istediler. Gezdikleri şubelerin büyük bölümünde TEMAD da olan haksız ve uygun olmayan, Astssubayların dokusuna uymayan konuları anlattılar. Hatta, işittiğimize göre bazı yerlerde olağan üstü genel kurulda biz konuşunca her şey değişecek dediler. Ama konuşmadılar! Konuşmadılarmı? yoksa konuşamadılarmı? toplantıdan sonra alınan duyumlara göre konuşamadılar. Konuşturulmadılar. Öyle baskı altına alındılar ki konuşursanız bizde konuşacağız diyenler seslerini kestirdiler. Olağan üstü genel kuruldan iki gün önce Genel Başkan yönetimi toplamış, ayrılanlara "bakın genel kurulda aleyhimde yaptıklarımla ilgili konuşmayın. Konuşursanız bende sizin yaptıklarınızı anlatacağım." demiş Zavallılar konuşamamışlar. Demekki kendi yaptıkları bazı şeyler var.
Madem öyle konuşamayacaktınız neden kendinizi kurtarmak için Veli Bozkır ı feda ettiniz. Kendi egonuzu kurtaracak içinizden biri neden aday olmadı.
İnsan oğlu çiğ süt emmiş derler. toplumsal yaşamda ne kuralcı ne de kural dışı olmamak gerekir. Bir şeyler yaparken ne insanların tepkisini çekmeli ne de onlara yaranmaya çalışılmalıdır.
TEMAD a sahip çıkacağız diyenler bu konuları da düşünmeli ve araştırmalıdırlar.
TEMAD ı olağan üstü genel kurula götüren arkadaşları kendilerine bir önder seçerek Genel Başkanlığa aday gösterdiler. Birlikte şubelerin büyük bölümünü gezerek Sn. Veli Bozkır ı tanıttılar ve oy istediler. Gezdikleri şubelerin büyük bölümünde TEMAD da olan haksız ve uygun olmayan, Astssubayların dokusuna uymayan konuları anlattılar. Hatta, işittiğimize göre bazı yerlerde olağan üstü genel kurulda biz konuşunca her şey değişecek dediler. Ama konuşmadılar! Konuşmadılarmı? yoksa konuşamadılarmı? toplantıdan sonra alınan duyumlara göre konuşamadılar. Konuşturulmadılar. Öyle baskı altına alındılar ki konuşursanız bizde konuşacağız diyenler seslerini kestirdiler. Olağan üstü genel kuruldan iki gün önce Genel Başkan yönetimi toplamış, ayrılanlara "bakın genel kurulda aleyhimde yaptıklarımla ilgili konuşmayın. Konuşursanız bende sizin yaptıklarınızı anlatacağım." demiş Zavallılar konuşamamışlar. Demekki kendi yaptıkları bazı şeyler var.
Madem öyle konuşamayacaktınız neden kendinizi kurtarmak için Veli Bozkır ı feda ettiniz. Kendi egonuzu kurtaracak içinizden biri neden aday olmadı.
İnsan oğlu çiğ süt emmiş derler. toplumsal yaşamda ne kuralcı ne de kural dışı olmamak gerekir. Bir şeyler yaparken ne insanların tepkisini çekmeli ne de onlara yaranmaya çalışılmalıdır.
TEMAD a sahip çıkacağız diyenler bu konuları da düşünmeli ve araştırmalıdırlar.
vecihi ünaldılar
Cumartesi, 31 Ağustos 2013 00:24
Ziyaretçi Defteri
ULUSÇA 91 NCİ YILDÖNÜMÜNÜ KUTLAMAKTA OLDUĞUMUZ 30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN. İMKÂNSIZLIKLARA VE ZOR ŞARTLARA RAĞMEN, KANI, CANI PAHASINA BU BÜYÜK ZAFERİ KAZANARAK, VATAN VE CUMHURİYETİ BİZLERE EMANET EDEN, BAŞTA EBEDİ BAŞKOMUTAN, ULU ÖNDER, GAZİ MUSTAFA KEMÂL ATATÜRK VE SİLÂH ARKADAŞLARI İLE TÜM ŞEHİTLERİMİZİN, EBEDİYETE İNTİKÂL ETMİŞ GAZİLERİMİZİN AZİZ HATIRALARI ÖNÜNDE BİR KEZ DAHA MİNNETLE, ŞÜKRANLA, SAYGIYLA EĞİLİYORUM. RUHLARI ŞAD OLSUN. BUGÜN İTİBARİYLE MEZUN OLARAK, TÜRK SİLÂHLI KUVVETLERİMİZİN SAFLARINA KATILANLAR İLE BİR ÜST RÜTBEYE TERFİ EDENLERİ DE KUTLUYOR, BAŞARILAR DİLİYORUM.
kadir kocalar
Cuma, 30 Ağustos 2013 19:03
Ziyaretçi Defteri
OLAĞANÜSTÜ KONGORENİN ARDINDAN
Saygıdeğer meslektaşların 1.olağanüstü kongereyi geride bırakmış bulunmaktayız.Malasef kongere herşeyin konuşulduğu,herşeyin şefafla ortaya çıktığı ve bunun sonucunda yapılan seçimle herşeyin geride kaldığı birlik ve berabberliğin sağlandığı bir kongere olmak yerine santaj, entirika ve hukuksuzluklarla geçen ve gerçeklerin ortaya çıkmasının engellendiği ve oldu bitti ile yapılan ve tartışmaları ve ayrılıkları körükleyen bir kongere olmuştur. Benim en çok üzüldüğüm kongerede muazzaf meslekdaşlarımızın bağışları ile toplanan ve harcanan 1 milyonun (bir tirilyonun) nereye harcandığının hiç bir delege tarafından sorulmamasıdır veya sorulmasına foırsat verilmemesidir. Bu harcanan paralar deleğelerden toplanmamış muazzaflardan toplanmıştır. Bunun nereye harcandığını sormak delegelere düşerdi. Değerli büyüğümüz sayın Ersen GÜRPINAR'da olağanütü seçimin ardından başlıklı emekli assubaylar org sitesindeki yazısında harcanan bu paraların nereye gittiğinin açıklanması gerektiğini belirtmiş ancak olağanüstü genel kurulda sırf Ahmet KESER'i desteklediği için soramamıştır. Şimdi sitede bunu açıklamasının hiç bir inandırıcılığı yoktur. Madem astsubay davası için yazıyoruz,artık geriye takılmadan ileriye bakmalıyız. Mustafa EROL'la olan şahsi kırgınlığınız yüzünden şuandaki TEMAD yönetiminin yanlış uygulamalarını görmemezlikten gelmek emekli assubaylara yapılacak en büyük kötülüktür. Bu nedenle sizden şuanda sizinde bildiğiniz TEMAD yönetimindeki yanlışlıkları açıklamanızı bekliyoruz. Bu TEMAD'ın daha ileri gitmesine katkıda bulunacaktır. Saygılarımla.
Saygıdeğer meslektaşların 1.olağanüstü kongereyi geride bırakmış bulunmaktayız.Malasef kongere herşeyin konuşulduğu,herşeyin şefafla ortaya çıktığı ve bunun sonucunda yapılan seçimle herşeyin geride kaldığı birlik ve berabberliğin sağlandığı bir kongere olmak yerine santaj, entirika ve hukuksuzluklarla geçen ve gerçeklerin ortaya çıkmasının engellendiği ve oldu bitti ile yapılan ve tartışmaları ve ayrılıkları körükleyen bir kongere olmuştur. Benim en çok üzüldüğüm kongerede muazzaf meslekdaşlarımızın bağışları ile toplanan ve harcanan 1 milyonun (bir tirilyonun) nereye harcandığının hiç bir delege tarafından sorulmamasıdır veya sorulmasına foırsat verilmemesidir. Bu harcanan paralar deleğelerden toplanmamış muazzaflardan toplanmıştır. Bunun nereye harcandığını sormak delegelere düşerdi. Değerli büyüğümüz sayın Ersen GÜRPINAR'da olağanütü seçimin ardından başlıklı emekli assubaylar org sitesindeki yazısında harcanan bu paraların nereye gittiğinin açıklanması gerektiğini belirtmiş ancak olağanüstü genel kurulda sırf Ahmet KESER'i desteklediği için soramamıştır. Şimdi sitede bunu açıklamasının hiç bir inandırıcılığı yoktur. Madem astsubay davası için yazıyoruz,artık geriye takılmadan ileriye bakmalıyız. Mustafa EROL'la olan şahsi kırgınlığınız yüzünden şuandaki TEMAD yönetiminin yanlış uygulamalarını görmemezlikten gelmek emekli assubaylara yapılacak en büyük kötülüktür. Bu nedenle sizden şuanda sizinde bildiğiniz TEMAD yönetimindeki yanlışlıkları açıklamanızı bekliyoruz. Bu TEMAD'ın daha ileri gitmesine katkıda bulunacaktır. Saygılarımla.
Mustafa EROL
Cuma, 30 Ağustos 2013 19:02
Ziyaretçi Defteri
Olağanüstü genel kurulun ardından
10 Eylül 2011 günü teslim ettiğimiz, Bakanlıklarla ve Komuta kademesiyle güçlü ilişkileri olan TEMAD’ı 19 ay gibi kısa bir sürede çalışamaz, sorunları çözemez hale getirdiler. Özlük haklarımızın alınması ve diğer sorunların çözümü için görüşülmesi gerekli MSB Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı ile ipleri koparan ve çalışamaz hale gelen genel merkez yönetim kurulunun durumunun ne olacağını hiç kimse sormadı ve sorgulayamadı.
Ankara’ya geldikleri andan itibaren çok çeşitli ve çok renkli dedikodularla karşılaşan il ve ilçe şube başkanları, duydukları ve kuvvetle tahmin diyorum inanmadıkları dedikoduyu dahi bizlere sormaktan çekinmişlerdir. Bazı büyüklerimizin ve kendisini aşmış olanların dikkatini çekmiş ki, bana ve bazı ağabeylerimize; “BİZİM TOPLUMUMUZ HALA KIŞLANIN DIŞINA ÇIKAMAMIŞ, KENDİLERİNİ EMİR VE KOMUTA ZİNCİRİ İÇERİSİNDE ZANNEDİYOR” diyerek düşüncelerini bildirmekten kendilerini alamamışlardır.
Örnek olarak;
Önceki genel başkanın aidatını yatırmadığı dedikodusu yayıldı, hepten yalan ve iftiraydı. Ben ve eşim aidatımızı zamanında yatırmıştık. Orada makbuzu gösterdim. Tüzüğün 18 maddesini okuyarak yorumlamasını bilmeyenlerin uydurduğu bir yalandı. Öncelikle oylamaya katılamayacağımı; İçişleri Bakanlığı Dernekler Daire Başkanlığı’ndan aldıkları yazı gereği katılamayacağımı bildirdiler. Sonra İl Dernekler Müdürlüğünden ellerinde katılamayacağıma dair yazı olduğu dedikodusunu yaydılar. Ben hem Bakanlıkla hem de İl Dernekler Müdürlüğü ile yaptığım görüşmede, bana genel merkezin kendilerine müracaatları olmadığını ve kanunsuz bir yazının verilemeyeceğini söylediler. Yargıtayın derneklerle ilgili dairesiyle yaptığım görüşmede seçim günü dahi aidatını yatıranların oyunu kullanabileceğini bildirdiler. Kaldı ki ben zamanında aidatımı yatırmıştım. Bu dedikoduları divana sorup ellerinde bir yazı varsa görmem gerektiğini söylediğimde “DİVAN OLARAK BİZ KARAR ALDIK” dediler. Yanımda getirdiğim Yargıtayın “AİDATINI YATIRMADI DİYE OY KULLANILMASINA MANİ OLUNMASI ÜYELERİN EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRIDIR. VE TÜZÜKLERE BÖYLE BİR MADDE KONULURSA KANUNA AYKIRI OLUR. TÜZÜK KANUNUN ÜZERİNDE OLAMAZ.” kararını divana okuttum ama divan Ankara’ya iki gün önce gelmiş ve yapacağı kanunsuzlukların kararını almıştı. Elbette bu zorbalık karşılıksız kalmayacaktır.
Divan seçildikten sonra sorulan soruya, divan başkanının, “evet Ahmet KESER benim genel başkanımdır, ondan talimat alırım” demesi, ayrıca uzaktan kumandalı ve demokratik haklarını kullanamayan aciz bir divan başkanının seçilmiş olduğunun belirtisidir.
Divan seçimi zaten başlı başına bir entrikadır. Divanın oluşması için verilen önergeler oylanmamıştır. Açılışı yapan görevli oylayacakken Ahmet Keser’in “oylamaya gerek yoktur” talimatı üzerine oylama yapılmamasına da başkanlardan ve delegelerden bir itiraz gelmemiş, TEMAD’ın sahipleri olduğunu iddia edenler kaderlerine razı oldukları intiba-ı nı uyandırmışlardır.
Kaderine razı olan, haksızlıklara ses çıkaramayan bir Hazurun topluluğu ile yapılan olağanüstü bir kurul.
Şubelerin bildirmesine rağmen gelen delegelerin bir kısmının Hazurun listesinde oy kullanamamasını şube başkanları sorgulayamadılar.
Günlerdir konuşulan ve sağır sultanların bile duyduğu, 18 ayda, bir aracın 36 bin kilometreyi nasıl yaptığını hiçbir şube başkanı sorgulamadı. Arkadaşların yaptığı hesaplara göre, genel merkez her şubeyi iki kere ziyaret etse toplam 11 bin kilometre yapıyor. Diğer kilometrelerin nerelerde kullanıldığını kimse sormadı.
Olağanüstü Genel kurullarda, yalnız olağan üstüne neden gidildiği yazılır ve onun gerekçesi görüşülür. Mademki bu toplantıda faaliyet raporu, denetim raporu gündeme alınmıştır, o halde Hazurun sayısı kadar faaliyet raporu ve denetim raporu hazırlanarak katılımcılara dağıtılır. Bu dağıtılmamış, hiç kimsede istememiştir. Bizler istediğimizde de olmadığı bildirilmiştir. Yapılan açıklamalarda 1 milyon 961 bin lira toplandığı, bu güne kadar 1 milyon liranın üzerinde harcama yapıldığı söylenmiştir. Nereye, ne kadar harcandığını sormayı kimsenin düşünmemesi de çok dikkat çekicidir. Toplanan bu para TAMAD ın sahiplerinin parasıdır.
Bazı şubelere yardım yapıldığı söylenmiştir. Hangi şubeye ne kadar yardım yapıldığını sormak delegasyonun aklına gelmedi gibi; aklına gelenlerin de sormaya cesaret edemediği kanısı uyanmıştır. Genel başkanın konuşmasında geçmişe ait okuduğu, Genelkurmay Başkanlığına yazılmış yazı ile alınan ödenekler konusunda anlattığı konularda yalan söylemekten utanmamıştır. O konuşma tamamen yalandır. Okuduğu şekilde bir belge yada yazı yoktur. Genelkurmaya ve MSB lığına 15 aydır girememekte ve kimseyle görüşememektedir. Özlük hakları konusunda, ve 926 sayılı personel kanunu konusunda anlattıkları tamamen hayal ürünüdür. Genelkurmay Başkanının, televizyonlarda yapılan konuşmalardan sonra “TEMAD’dan bir çiçek dahi gelse Genelkurmaya girmeyecek” dediğini Yönetimdeki herkes bilmektedir. Bizlerde bildiğimiz halde, tarafımızdan bu güne kadar hiçbir yerde konuşulmamıştır. Diğer konuları da bu bağlamda değerlendirme takdiri sizlerindir.
Toplantı anında yönetim kurulu tarafından; “Ahmet KESER kazanmazsa çalışan personelin tamamı yardımı kesecekler” dedikodusu yayılmıştır. Bunu yapanlarda elbette ki astsubay ahlakı yoktur. TEMAD’ı keyifleri için satlık meta gibi göstermekten utanılmalı ve kaçınılmalıdır. Çalışan astsubay arkadaşlarımız bunu söylemeyecek kadar sağlam karaktere sahiptirler. Çalışan arkadaşlarımızın sorunlarını çözmek elbette ki TEMAD’a düşer ama makul ve mantıklı hareket ederek sorunlar çözülür. Biraz daha fazla yardım alabilmek için arkadaşlarımızı kışkırtarak, boykota çağırarak, çalıştıkları birliklerde huzurlarını kaçırmak, TSK’de rütbeliler arasında kin ve nefret tohumları saçarak zarar verildiğinin ve bu durumun hoş olmadığı tüm delegasyon tarafından bilindiği halde ses çıkarılmaması çok dikkat çekicidir.
Değerli arkadaşlarım.
TEMAD 1962 den beri bu hale düşmemiştir. Mevcut şubelerimizin başkan, yönetim ve üyeleri varlıklarını sürdürmek için çok büyük özveride bulunmaktadır. Mahalli kurum ve kuruluşlarla iyi ilişkiler içerisinde biraz daha çıtalarını yükseltmektedirler. Tamamı takdire şayan çalışmalarıyla kolektif birliktelik oluşturdukları zaman başaramayacağımız şey yoktur. Kontrol edilmeyen güç güç değildir. İl ve ilçe başkanlarımız daha çabuk başarılara ulaşılması için genel merkezin söylediği sözleri dinlemeli aynı zamanda da doğruluğunu sorgulamalıdır, araştırmalıdır.
Her hal ve şartta olduğu gibi benim bu yazıma da eleştiriler olacaktır. Gayet doğaldır. Ancak hepimizin bildiği gibi ve delegasyonun arasında olup da bağıranlar gibi, tetikçilerde olacaktır. O da doğaldır. Takdiri sizlere bırakıyorum.
Olağanüstü genel kurul öncesi giderek ziyaret ettiğimiz şube başkanlarımıza, yüz yüze, telefonla, faksla, elektronik ortamda görüştüğümüz TEMAD’ın asıl sahibi olan ağabeylerimize ve arkadaşlarımıza grubumuz adına teşekkür ediyorum ve en derin saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
10 Eylül 2011 günü teslim ettiğimiz, Bakanlıklarla ve Komuta kademesiyle güçlü ilişkileri olan TEMAD’ı 19 ay gibi kısa bir sürede çalışamaz, sorunları çözemez hale getirdiler. Özlük haklarımızın alınması ve diğer sorunların çözümü için görüşülmesi gerekli MSB Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı ile ipleri koparan ve çalışamaz hale gelen genel merkez yönetim kurulunun durumunun ne olacağını hiç kimse sormadı ve sorgulayamadı.
Ankara’ya geldikleri andan itibaren çok çeşitli ve çok renkli dedikodularla karşılaşan il ve ilçe şube başkanları, duydukları ve kuvvetle tahmin diyorum inanmadıkları dedikoduyu dahi bizlere sormaktan çekinmişlerdir. Bazı büyüklerimizin ve kendisini aşmış olanların dikkatini çekmiş ki, bana ve bazı ağabeylerimize; “BİZİM TOPLUMUMUZ HALA KIŞLANIN DIŞINA ÇIKAMAMIŞ, KENDİLERİNİ EMİR VE KOMUTA ZİNCİRİ İÇERİSİNDE ZANNEDİYOR” diyerek düşüncelerini bildirmekten kendilerini alamamışlardır.
Örnek olarak;
Önceki genel başkanın aidatını yatırmadığı dedikodusu yayıldı, hepten yalan ve iftiraydı. Ben ve eşim aidatımızı zamanında yatırmıştık. Orada makbuzu gösterdim. Tüzüğün 18 maddesini okuyarak yorumlamasını bilmeyenlerin uydurduğu bir yalandı. Öncelikle oylamaya katılamayacağımı; İçişleri Bakanlığı Dernekler Daire Başkanlığı’ndan aldıkları yazı gereği katılamayacağımı bildirdiler. Sonra İl Dernekler Müdürlüğünden ellerinde katılamayacağıma dair yazı olduğu dedikodusunu yaydılar. Ben hem Bakanlıkla hem de İl Dernekler Müdürlüğü ile yaptığım görüşmede, bana genel merkezin kendilerine müracaatları olmadığını ve kanunsuz bir yazının verilemeyeceğini söylediler. Yargıtayın derneklerle ilgili dairesiyle yaptığım görüşmede seçim günü dahi aidatını yatıranların oyunu kullanabileceğini bildirdiler. Kaldı ki ben zamanında aidatımı yatırmıştım. Bu dedikoduları divana sorup ellerinde bir yazı varsa görmem gerektiğini söylediğimde “DİVAN OLARAK BİZ KARAR ALDIK” dediler. Yanımda getirdiğim Yargıtayın “AİDATINI YATIRMADI DİYE OY KULLANILMASINA MANİ OLUNMASI ÜYELERİN EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRIDIR. VE TÜZÜKLERE BÖYLE BİR MADDE KONULURSA KANUNA AYKIRI OLUR. TÜZÜK KANUNUN ÜZERİNDE OLAMAZ.” kararını divana okuttum ama divan Ankara’ya iki gün önce gelmiş ve yapacağı kanunsuzlukların kararını almıştı. Elbette bu zorbalık karşılıksız kalmayacaktır.
Divan seçildikten sonra sorulan soruya, divan başkanının, “evet Ahmet KESER benim genel başkanımdır, ondan talimat alırım” demesi, ayrıca uzaktan kumandalı ve demokratik haklarını kullanamayan aciz bir divan başkanının seçilmiş olduğunun belirtisidir.
Divan seçimi zaten başlı başına bir entrikadır. Divanın oluşması için verilen önergeler oylanmamıştır. Açılışı yapan görevli oylayacakken Ahmet Keser’in “oylamaya gerek yoktur” talimatı üzerine oylama yapılmamasına da başkanlardan ve delegelerden bir itiraz gelmemiş, TEMAD’ın sahipleri olduğunu iddia edenler kaderlerine razı oldukları intiba-ı nı uyandırmışlardır.
Kaderine razı olan, haksızlıklara ses çıkaramayan bir Hazurun topluluğu ile yapılan olağanüstü bir kurul.
Şubelerin bildirmesine rağmen gelen delegelerin bir kısmının Hazurun listesinde oy kullanamamasını şube başkanları sorgulayamadılar.
Günlerdir konuşulan ve sağır sultanların bile duyduğu, 18 ayda, bir aracın 36 bin kilometreyi nasıl yaptığını hiçbir şube başkanı sorgulamadı. Arkadaşların yaptığı hesaplara göre, genel merkez her şubeyi iki kere ziyaret etse toplam 11 bin kilometre yapıyor. Diğer kilometrelerin nerelerde kullanıldığını kimse sormadı.
Olağanüstü Genel kurullarda, yalnız olağan üstüne neden gidildiği yazılır ve onun gerekçesi görüşülür. Mademki bu toplantıda faaliyet raporu, denetim raporu gündeme alınmıştır, o halde Hazurun sayısı kadar faaliyet raporu ve denetim raporu hazırlanarak katılımcılara dağıtılır. Bu dağıtılmamış, hiç kimsede istememiştir. Bizler istediğimizde de olmadığı bildirilmiştir. Yapılan açıklamalarda 1 milyon 961 bin lira toplandığı, bu güne kadar 1 milyon liranın üzerinde harcama yapıldığı söylenmiştir. Nereye, ne kadar harcandığını sormayı kimsenin düşünmemesi de çok dikkat çekicidir. Toplanan bu para TAMAD ın sahiplerinin parasıdır.
Bazı şubelere yardım yapıldığı söylenmiştir. Hangi şubeye ne kadar yardım yapıldığını sormak delegasyonun aklına gelmedi gibi; aklına gelenlerin de sormaya cesaret edemediği kanısı uyanmıştır. Genel başkanın konuşmasında geçmişe ait okuduğu, Genelkurmay Başkanlığına yazılmış yazı ile alınan ödenekler konusunda anlattığı konularda yalan söylemekten utanmamıştır. O konuşma tamamen yalandır. Okuduğu şekilde bir belge yada yazı yoktur. Genelkurmaya ve MSB lığına 15 aydır girememekte ve kimseyle görüşememektedir. Özlük hakları konusunda, ve 926 sayılı personel kanunu konusunda anlattıkları tamamen hayal ürünüdür. Genelkurmay Başkanının, televizyonlarda yapılan konuşmalardan sonra “TEMAD’dan bir çiçek dahi gelse Genelkurmaya girmeyecek” dediğini Yönetimdeki herkes bilmektedir. Bizlerde bildiğimiz halde, tarafımızdan bu güne kadar hiçbir yerde konuşulmamıştır. Diğer konuları da bu bağlamda değerlendirme takdiri sizlerindir.
Toplantı anında yönetim kurulu tarafından; “Ahmet KESER kazanmazsa çalışan personelin tamamı yardımı kesecekler” dedikodusu yayılmıştır. Bunu yapanlarda elbette ki astsubay ahlakı yoktur. TEMAD’ı keyifleri için satlık meta gibi göstermekten utanılmalı ve kaçınılmalıdır. Çalışan astsubay arkadaşlarımız bunu söylemeyecek kadar sağlam karaktere sahiptirler. Çalışan arkadaşlarımızın sorunlarını çözmek elbette ki TEMAD’a düşer ama makul ve mantıklı hareket ederek sorunlar çözülür. Biraz daha fazla yardım alabilmek için arkadaşlarımızı kışkırtarak, boykota çağırarak, çalıştıkları birliklerde huzurlarını kaçırmak, TSK’de rütbeliler arasında kin ve nefret tohumları saçarak zarar verildiğinin ve bu durumun hoş olmadığı tüm delegasyon tarafından bilindiği halde ses çıkarılmaması çok dikkat çekicidir.
Değerli arkadaşlarım.
TEMAD 1962 den beri bu hale düşmemiştir. Mevcut şubelerimizin başkan, yönetim ve üyeleri varlıklarını sürdürmek için çok büyük özveride bulunmaktadır. Mahalli kurum ve kuruluşlarla iyi ilişkiler içerisinde biraz daha çıtalarını yükseltmektedirler. Tamamı takdire şayan çalışmalarıyla kolektif birliktelik oluşturdukları zaman başaramayacağımız şey yoktur. Kontrol edilmeyen güç güç değildir. İl ve ilçe başkanlarımız daha çabuk başarılara ulaşılması için genel merkezin söylediği sözleri dinlemeli aynı zamanda da doğruluğunu sorgulamalıdır, araştırmalıdır.
Her hal ve şartta olduğu gibi benim bu yazıma da eleştiriler olacaktır. Gayet doğaldır. Ancak hepimizin bildiği gibi ve delegasyonun arasında olup da bağıranlar gibi, tetikçilerde olacaktır. O da doğaldır. Takdiri sizlere bırakıyorum.
Olağanüstü genel kurul öncesi giderek ziyaret ettiğimiz şube başkanlarımıza, yüz yüze, telefonla, faksla, elektronik ortamda görüştüğümüz TEMAD’ın asıl sahibi olan ağabeylerimize ve arkadaşlarımıza grubumuz adına teşekkür ediyorum ve en derin saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
Mustafa EROL
Cuma, 30 Ağustos 2013 11:30
Ziyaretçi Defteri
26 Ağustosta kocatepeden başlayıp İzmir in işgalden kurtulmasıyla son bulan ve dünya orduları tarihine başarı olarak geçen ve dünya devletleri askeri okullarında ders olarak okutulan 30 Ağustos Zafer bayramımızı kutlamak damarında asil kan bulunan her Türk ü sevindirmektedir.
Kutlu olsun.
Kutlu olsun.
Murat
Perşembe, 29 Ağustos 2013 21:02
Ziyaretçi Defteri
Olağanüstü genel kuruldan önce yönetimde görev alıpta çalışmalar iyi gitmiyor diye ayrılan arkadaşların yazdıklarını ıspat edememeleri konusunun, daha doğrusu neden bildiklerini anlatamamalarının
sebepleri ortaya çıkmaya başladı.
Meğer onlarda yolsuzluğun bir parçası olmuşlar. kuruldan iki gün önce onları toplantıya çağıran genel başkan "bakın benim hakkımda konuşursanız. bende sizin hakkınız da şunları açıklayacağım demiş. onun için ayrılanlar süt dökmüş kediye dönmüşler.
Be kardeşim mademki sizlerde yeterli belge var ama konuşamayacaksınız neden 14 ay daha idare edemediniz. Edemediyseniz neden konuşamadınız. Geziyi yapan hanım sizleri dağıttı kendisi kaldı. Zaten dememişmiydi ben gidersen Ahmet Keser de buralarda dramaz diye. siz gittiniz onlar kaldı. Onlara hayırlı olsun, sizlere yazıklar olsun.
sebepleri ortaya çıkmaya başladı.
Meğer onlarda yolsuzluğun bir parçası olmuşlar. kuruldan iki gün önce onları toplantıya çağıran genel başkan "bakın benim hakkımda konuşursanız. bende sizin hakkınız da şunları açıklayacağım demiş. onun için ayrılanlar süt dökmüş kediye dönmüşler.
Be kardeşim mademki sizlerde yeterli belge var ama konuşamayacaksınız neden 14 ay daha idare edemediniz. Edemediyseniz neden konuşamadınız. Geziyi yapan hanım sizleri dağıttı kendisi kaldı. Zaten dememişmiydi ben gidersen Ahmet Keser de buralarda dramaz diye. siz gittiniz onlar kaldı. Onlara hayırlı olsun, sizlere yazıklar olsun.
Cüneyt
Çarşamba, 28 Ağustos 2013 12:23
Ziyaretçi Defteri
Olağanüstü genel kurulda en büyük hayal kırıklığı yaşatan grup veli bozkır grubu olmuştur. Çünkü genel başkanın A.Yıldırım ve M.A.Sarıkaya için birçok ithamlarda bulunmuş onlarda salonda oldukları halde seslerini çıkaramamışlar attıkları imzaların arkasında duramamış ve imzalarının altında ezilmişlerdir. Kendilerinin bu durumları diğer aday grupları ve kendilerine güven sağlayan izmir oy grubunu da ümitsizliğe ve çaresizliğe iterek genel başkanın ekmeğine ballı yağ sürmüşlerdir.
Acaba diyorum bu kadar ithamlara karşı sessiz kalmalarındaki en önemli nedenlerden biri olarak kendilerinin aleyhine büyük belge ve fotoğraflarmı vardı ki karşı tarafta da suskun kaldılar.
Acaba diyorum bu kadar ithamlara karşı sessiz kalmalarındaki en önemli nedenlerden biri olarak kendilerinin aleyhine büyük belge ve fotoğraflarmı vardı ki karşı tarafta da suskun kaldılar.
1218 Ziyaretçi defterindeki mesajlar