Astsubaylar Birliği
Mustafa EROL
Perşembe, 19 Eylül 2013 19:19
Ziyaretçi Defteri
Ülke ve millet olarak varlığımızı borçlu olduğumuz gazilerimizin Gaziler gününü kutluyorum.
Şehidine Nurlanmış, Gazisine Onurlanmış diyen bir milletin fertleriyiz. Mesleğimize başlarken uğruna seve seve canımızı vereceğimize ant içtiğimiz milletimize en büyük ve şerefli paye Şehit olmak ve gazi olmaktır. Gazilerimiz haklı onur larıyla her zaman övüne bilirler. Millet olarak onlara yakışır hareket ediyorsak ne mutlu bizlere.
Şehidine Nurlanmış, Gazisine Onurlanmış diyen bir milletin fertleriyiz. Mesleğimize başlarken uğruna seve seve canımızı vereceğimize ant içtiğimiz milletimize en büyük ve şerefli paye Şehit olmak ve gazi olmaktır. Gazilerimiz haklı onur larıyla her zaman övüne bilirler. Millet olarak onlara yakışır hareket ediyorsak ne mutlu bizlere.
hacı ahmet demir
Perşembe, 19 Eylül 2013 17:20
Ziyaretçi Defteri
Çalıştığım dönemlerde bir alışkanlık vardı. Ezelden beri sırtımızda geçinen subaylar işleri düştüğü zaman bizlere tatlı tatlı yaklaşarak işlerini yaptırır hedeflerine ulaşırlardı. Bir birlikte Subayın beş katı kadar Astsubay olduğu halde onlar idare ederlerdi. Nedenini araştırırdım. Arkadaşlarıma, herkesle konuşun ama özellikle subaylara sırrınızı vermeyin. Yüzünüze gülene her şeyinizi anlatmayın, görevinizi iyi bilin ve tam yapın, özel çalışmalarınız hakkında bil vermeyin elinizden alırlar kendi mahsulü imiş gibi kullanırlar derdim.
Çok arkadaşımız üst ve amirin görevlerini bilir ama ast ve kendisinin görevini araştırmaz ve sorgulamazdı. Onun için de sanki kaderine razı imiş gibi bir görüntü verir, bundan da üstleri yararlanırdı.
Hepimiz biliyoruz ki Harp okulundan mezun olan bir Teğmen Ömür boyu bir gazete dahi okumasa, mesaisini aksatmadan birliğine gelip gittiği takdirde yüz kızartıcı bir suç işlemediği zaman her üç yılda bir terfi ederek Albay olur ve emekli olurlar.
Özellikle sınıftan albay olanlar, devrelerinin de birincisi ise mutlaka Generallik beklerler. Olabilmek için de bir şeyler yapması lazımdır. Sicil makamına kendisini göstermesi gerekir.
Bu konuda ki çalışmalarında kendilerine en çok yardımı yine farkına varmadan Astsubay arkadaşlarımız yaparlar. Bu nasıl olur? Şöyle olur.
Bildiğim kadarıyla: geçmiş dönemde birliklerde kullanılan ve belli yerde duvarlara asılı bulunan yangın malzemelerinin etrafı çerçeve içerisine alınmış ve üzerine AMAÇ DIŞI KULLANMA. Yazılmıştı. Çerçeve içerisine alınmasını ve Amaç dışı kullanma yazısın ilk defa bir Astsubay arkadaşımız keşfetmişti. Hemen bir Albay arkadaşımız ile görüşerek gönlünü almış ve kendi buluşu gibi komutanlarına bildirerek terfisine yardımcı malzeme olarak kullandığını duymuştum.
Bir başka konuda da 1984 Eruh ve Şemdinli baskınından sonra bir arkadaşımız pusuya giden unimoğ araçlarının ateş yemesi halinde Şoför mahallinde ki kumanda düğmesiyle kapılarının otomatik açılmasını sağlayan buluş geliştirmişti. Onu da bir Albayın sahiplenip başarı belgesi aldığını işitmiştim.
Yıllar geçti ama Astsubaylar silkinerek kendilerine geldiler. Yılların birikmiş yanlış uygulamalarını dillendirmeye başladılar diye düşünür ve sevinirken tanık oluyoruz ki;
Emekli astsubay arkadaşlarımın bundan sonra terfi almayacağını, takdir edilmelerinin kendilerine maddi kazanç getirmeyeceğini, öz benliklerini kazandıklarını, düşünürken duyuyor ve işitiyorsunuz ki olağanüstü genel kurul olmuş öz benliğini kazanamamış, kendisini kölelikten kurtaramamış. Vesayet altında olmayı kabul eden ve talimat almadan çalışamayacağını itiraf eden bir divan başkanı ve kurulu oluşmuş nasyonal sosyal sınıf lideri gibi çalışarak sonuç almışlar. Böyle olayların vicdan veya cüzdan meselesi olduğu söylenir.
Acaba sonradan öz eleştiri yapmışlarmıdır? Karşıdakilerde meslektaşları olduğundan yaptıkları yanlı davranışlardan utanmışlarmıdır? Bundan sonra bir daha divana seçilmek isterlermi? İçleri rahatmı? Akıllarına düştükçe rahat uyuyabiliyorlarmı? Vebalinden sorumluluk duyuyorlarmı?
Rahatlarsa, uyuyabilyorlarsa Allah rahatlık versin.
Çok arkadaşımız üst ve amirin görevlerini bilir ama ast ve kendisinin görevini araştırmaz ve sorgulamazdı. Onun için de sanki kaderine razı imiş gibi bir görüntü verir, bundan da üstleri yararlanırdı.
Hepimiz biliyoruz ki Harp okulundan mezun olan bir Teğmen Ömür boyu bir gazete dahi okumasa, mesaisini aksatmadan birliğine gelip gittiği takdirde yüz kızartıcı bir suç işlemediği zaman her üç yılda bir terfi ederek Albay olur ve emekli olurlar.
Özellikle sınıftan albay olanlar, devrelerinin de birincisi ise mutlaka Generallik beklerler. Olabilmek için de bir şeyler yapması lazımdır. Sicil makamına kendisini göstermesi gerekir.
Bu konuda ki çalışmalarında kendilerine en çok yardımı yine farkına varmadan Astsubay arkadaşlarımız yaparlar. Bu nasıl olur? Şöyle olur.
Bildiğim kadarıyla: geçmiş dönemde birliklerde kullanılan ve belli yerde duvarlara asılı bulunan yangın malzemelerinin etrafı çerçeve içerisine alınmış ve üzerine AMAÇ DIŞI KULLANMA. Yazılmıştı. Çerçeve içerisine alınmasını ve Amaç dışı kullanma yazısın ilk defa bir Astsubay arkadaşımız keşfetmişti. Hemen bir Albay arkadaşımız ile görüşerek gönlünü almış ve kendi buluşu gibi komutanlarına bildirerek terfisine yardımcı malzeme olarak kullandığını duymuştum.
Bir başka konuda da 1984 Eruh ve Şemdinli baskınından sonra bir arkadaşımız pusuya giden unimoğ araçlarının ateş yemesi halinde Şoför mahallinde ki kumanda düğmesiyle kapılarının otomatik açılmasını sağlayan buluş geliştirmişti. Onu da bir Albayın sahiplenip başarı belgesi aldığını işitmiştim.
Yıllar geçti ama Astsubaylar silkinerek kendilerine geldiler. Yılların birikmiş yanlış uygulamalarını dillendirmeye başladılar diye düşünür ve sevinirken tanık oluyoruz ki;
Emekli astsubay arkadaşlarımın bundan sonra terfi almayacağını, takdir edilmelerinin kendilerine maddi kazanç getirmeyeceğini, öz benliklerini kazandıklarını, düşünürken duyuyor ve işitiyorsunuz ki olağanüstü genel kurul olmuş öz benliğini kazanamamış, kendisini kölelikten kurtaramamış. Vesayet altında olmayı kabul eden ve talimat almadan çalışamayacağını itiraf eden bir divan başkanı ve kurulu oluşmuş nasyonal sosyal sınıf lideri gibi çalışarak sonuç almışlar. Böyle olayların vicdan veya cüzdan meselesi olduğu söylenir.
Acaba sonradan öz eleştiri yapmışlarmıdır? Karşıdakilerde meslektaşları olduğundan yaptıkları yanlı davranışlardan utanmışlarmıdır? Bundan sonra bir daha divana seçilmek isterlermi? İçleri rahatmı? Akıllarına düştükçe rahat uyuyabiliyorlarmı? Vebalinden sorumluluk duyuyorlarmı?
Rahatlarsa, uyuyabilyorlarsa Allah rahatlık versin.
duran salih çavuş
Perşembe, 19 Eylül 2013 16:08
Ziyaretçi Defteri
Öncelikle büyüklük Allaha mahsustur. İnsan yaşça kendisinden büyüğüne, yada askerlikte kurallara göre kendisinden rütbe ve kıdemce büyük olanlara büyüğüm diye hitap edebilir. Bu gayet doğaldır. Bunların dışında bilgi, kültür, tecrübe durumuna göre de karşısındakini büyük olarak görebilir. Hatta maddi yönden kendisinden durumu iyi olanı da büyük olarak değerlendirebilir.
Son zamanlar da bizlere ait internet sayfalarından değerli büyüğüm gibi bir literatür gelişti. Aslında, dalga geçmek, yaranmak, yalvarmak, gurubunda yer almak, kendisini öne çıkarmak için söylenmiyorsa güzel sözler. Arkadaşları bir birlerine yaklaştırmak, dostluk bağlarını kuvvetlendirmek ve geleceğe yönelik çalışmaları teşvik için söylenen önderim, büyüğüm sözleri söyleyeni ve muhatabını yücelten ve yükselten söz dizileridir.
Ancak bunun bireye tapma gibi bir duygu oluşturma kavramı da vardır. Bu sözü kullananların; seçkin sandıkları bireylere kürü körüne boyun eğme ya da olanların gerçek değerini abartma, onların kusurlarını da üstünlük sayma biçiminde değerlendirilir. Bu sözlere muhatap olanlar bazen kendilerini putlaştırırlar. Bunun da çeşitli sakıncaları vardır. Kolektif çalışma olmadığı zaman değerli büyük despotlaşır. Kendi üstündeki denetimi zamanla kabul etmez duruma gelir ve megalomanlaşır. Kendisini tek sorumlu zanneder, etraftakileri sorumsuzlaştırır. Narsistik bir düşünce tarzı gelişir ki topluma ve çalışmalara zarar verir. Şunun bilinmesinde fayda vardır.
1. En üstün bireysel başarı ortaklaşa toplumsal başarıdan daha üstün olamaz.
2. Büyük görülerek putlaştırılanın değer yargıdan yoksun fikirleri büyük umutsuzluk yaratır. Zamanla büyük görende travmaya sebep olur.
3. Toplumsal başarıyı engeller.
4. Aşırı benimsemeden sonra asla yerinin doldurulamayacağı düşüncesi hakim olarak hedefte şaşmalar başlar.
5. Geride kalanlarda tedirginliklerle dağılma başlar.
6. Yapılan çalışmalarda ki hedefte olanlar bundan yararlanarak başarı engellenir.
7. Belirlenmiş slogan, afiş, pankart gibi malzemelerde değişiklik gerekir.
Tarih boyunca büyük arama, büyüğe bağlanma hareketleri toplumları
başarısızlığa götürmüştür. Bu duruma düşmemek için hür ve bağımsız olarak ve kolektif düşünce ile hareket edip en doğruyu bulmak için çalışmanın hedefe ulaşmakta yararlı olacağını düşünüyorum.
Arkadaşlarım hatırlayacaklardır. Geçmişte büyüğüm diye öneçıkan ve putlaşmış durumda olan bazı kişilerin internet sayfalarında yazdıkları yazıları “Muska yapıp boynumda gezdireceğim ya da kaynatıp suyunu içeceğim diyen.“ arkadaşlarımız çıkmıştı.
Astsubay arkadaşlarımızın hepsi kendi dalında büyüktür. Bir başka büyüğe ve öndere ihtiyaç yoktur. Sağlık ve başarılar diliyorum.
Son zamanlar da bizlere ait internet sayfalarından değerli büyüğüm gibi bir literatür gelişti. Aslında, dalga geçmek, yaranmak, yalvarmak, gurubunda yer almak, kendisini öne çıkarmak için söylenmiyorsa güzel sözler. Arkadaşları bir birlerine yaklaştırmak, dostluk bağlarını kuvvetlendirmek ve geleceğe yönelik çalışmaları teşvik için söylenen önderim, büyüğüm sözleri söyleyeni ve muhatabını yücelten ve yükselten söz dizileridir.
Ancak bunun bireye tapma gibi bir duygu oluşturma kavramı da vardır. Bu sözü kullananların; seçkin sandıkları bireylere kürü körüne boyun eğme ya da olanların gerçek değerini abartma, onların kusurlarını da üstünlük sayma biçiminde değerlendirilir. Bu sözlere muhatap olanlar bazen kendilerini putlaştırırlar. Bunun da çeşitli sakıncaları vardır. Kolektif çalışma olmadığı zaman değerli büyük despotlaşır. Kendi üstündeki denetimi zamanla kabul etmez duruma gelir ve megalomanlaşır. Kendisini tek sorumlu zanneder, etraftakileri sorumsuzlaştırır. Narsistik bir düşünce tarzı gelişir ki topluma ve çalışmalara zarar verir. Şunun bilinmesinde fayda vardır.
1. En üstün bireysel başarı ortaklaşa toplumsal başarıdan daha üstün olamaz.
2. Büyük görülerek putlaştırılanın değer yargıdan yoksun fikirleri büyük umutsuzluk yaratır. Zamanla büyük görende travmaya sebep olur.
3. Toplumsal başarıyı engeller.
4. Aşırı benimsemeden sonra asla yerinin doldurulamayacağı düşüncesi hakim olarak hedefte şaşmalar başlar.
5. Geride kalanlarda tedirginliklerle dağılma başlar.
6. Yapılan çalışmalarda ki hedefte olanlar bundan yararlanarak başarı engellenir.
7. Belirlenmiş slogan, afiş, pankart gibi malzemelerde değişiklik gerekir.
Tarih boyunca büyük arama, büyüğe bağlanma hareketleri toplumları
başarısızlığa götürmüştür. Bu duruma düşmemek için hür ve bağımsız olarak ve kolektif düşünce ile hareket edip en doğruyu bulmak için çalışmanın hedefe ulaşmakta yararlı olacağını düşünüyorum.
Arkadaşlarım hatırlayacaklardır. Geçmişte büyüğüm diye öneçıkan ve putlaşmış durumda olan bazı kişilerin internet sayfalarında yazdıkları yazıları “Muska yapıp boynumda gezdireceğim ya da kaynatıp suyunu içeceğim diyen.“ arkadaşlarımız çıkmıştı.
Astsubay arkadaşlarımızın hepsi kendi dalında büyüktür. Bir başka büyüğe ve öndere ihtiyaç yoktur. Sağlık ve başarılar diliyorum.
vecihi ünaldılar
Perşembe, 19 Eylül 2013 00:01
Ziyaretçi Defteri
CUMHURİYETİMİZİN KURUCUSU ULU ÖNDER GAZİ MUSTAFA KEMÂL ATATÜRK VE DEĞERLİ SİLÂH ARKADAŞLARI İLE TÜM ŞEHİTLERİMİZİ RAHMET,MİNNET, VE ŞÜKRANLA ANIYORUM. KAHRAMAN GAZİLERİMİZİN, 19 EYLÜL, GAZİLER GÜNÜNÜ KUTLUYOR, EBEDİYETE İNTİKÂL EDENLERİ RAHMETLE ANIYOR, HAYATTA OLANLARI EN KALBİ DUYGULARIMLA, SELÂMLIYOR, HUZURLARINDA SAYGIYLA EĞİLİYORUM.
Cenk
Cumartesi, 14 Eylül 2013 19:07
Ziyaretçi Defteri
DEĞERLİ ARKADAŞLAR
KİMBİLİR KAÇ TANE DAHA OLAĞAN/OLAĞANÜSTÜ KURUL OLSA DA HERHANGİ BİR ŞEY DEĞİŞMEYECEK O GÜN BU GÜN NE DEĞİŞTİ SADECE MAZERET ÜRETMEK İÇİN İSİMLER DEĞİŞTİ
BU İŞİN BÖYLE OLMAYACAĞINI SORUNLARIN ÇÖZÜM YOLLARININ BU ŞEKİLDE ÇÖZÜLEMEYCEĞİNİ BİLEN AKLI-I SELİM ŞUBE BAŞKANLARINI TEPKİLERİNİ DAHA OY KULLANMA İHTİYACI BİLE DUYMADAN ÇEKİP GİTTİLER HAKLIYDILAR ÇÜNKÜ ONLAR YILLARIN TECRÜBESİNE SAHİPTİLER.
SORUNLARIMIZI BİLMEYEN BİR YÖNETİM VE NASIL ÇÖZÜM YOLLARININ OLUŞTURULMASI GEREKEN YÖNTEMLER ÜZERİNDE BİLGİ SAHİBİ OLMAYAN BU GENEL MERKEZDEN BAŞKA BİR ŞEY BEKLENMEZ.
HANGİ KONUYU ELE ALIPTA ÇÖZÜME KAVUŞTURDULAR.
EN İYİ BİLDİKLERİ ŞEY YAPMADIKLARI ŞEYLERİN SATIŞINI YAPTILAR ÖNYARGILI İNSANLARLA VE BAZI KALEMŞÖRLERLE BUGÜNE KADAR GELDİLER.
BUNDAN SONRA DA NE KADAR İNSANLAR OYALANIR O DA YİNE KENDİLERİNİN MAHARETİNE KALMIŞ BİR ŞEY.
DEĞERLİ MESLEKTAŞLARIM BİZLER BU YÖNETİM BÖYLE OLDUĞU SÜRECE DAHA ÇOOOK BEKLERİZ.
KİMBİLİR KAÇ TANE DAHA OLAĞAN/OLAĞANÜSTÜ KURUL OLSA DA HERHANGİ BİR ŞEY DEĞİŞMEYECEK O GÜN BU GÜN NE DEĞİŞTİ SADECE MAZERET ÜRETMEK İÇİN İSİMLER DEĞİŞTİ
BU İŞİN BÖYLE OLMAYACAĞINI SORUNLARIN ÇÖZÜM YOLLARININ BU ŞEKİLDE ÇÖZÜLEMEYCEĞİNİ BİLEN AKLI-I SELİM ŞUBE BAŞKANLARINI TEPKİLERİNİ DAHA OY KULLANMA İHTİYACI BİLE DUYMADAN ÇEKİP GİTTİLER HAKLIYDILAR ÇÜNKÜ ONLAR YILLARIN TECRÜBESİNE SAHİPTİLER.
SORUNLARIMIZI BİLMEYEN BİR YÖNETİM VE NASIL ÇÖZÜM YOLLARININ OLUŞTURULMASI GEREKEN YÖNTEMLER ÜZERİNDE BİLGİ SAHİBİ OLMAYAN BU GENEL MERKEZDEN BAŞKA BİR ŞEY BEKLENMEZ.
HANGİ KONUYU ELE ALIPTA ÇÖZÜME KAVUŞTURDULAR.
EN İYİ BİLDİKLERİ ŞEY YAPMADIKLARI ŞEYLERİN SATIŞINI YAPTILAR ÖNYARGILI İNSANLARLA VE BAZI KALEMŞÖRLERLE BUGÜNE KADAR GELDİLER.
BUNDAN SONRA DA NE KADAR İNSANLAR OYALANIR O DA YİNE KENDİLERİNİN MAHARETİNE KALMIŞ BİR ŞEY.
DEĞERLİ MESLEKTAŞLARIM BİZLER BU YÖNETİM BÖYLE OLDUĞU SÜRECE DAHA ÇOOOK BEKLERİZ.
OGUZ
Cuma, 13 Eylül 2013 19:55
Ziyaretçi Defteri
TEMAD 1. olağanüstü genel kurulunda duyduk ki Genel Merkez için kiralık kalemlerden sonra kiralık divanda ortaya çıkmış.
Öğreniyoruz ki Divana seçilecekler kaç gün önceden Genel merkez ile irtibata geçerek. Şube başkanlarının ve delegelerin iradesine ipotek koyacaklar. Tüzükte olmayan, kanuna aykırı ne işlem varsa yapacaklardır. Hatta kendisini Genel Başkana teslim etmiş divan başkanı "ben genel Başkanımdan talimat alırım." Demiş kişiliğini ve öz benliğini ve güvenini kiraya vermiş bir durumu sergilediği söylenmektedir.
Divanda olan diğer seçilenler ne yapmıştır. Videoda seyrettim. İçlerinde güzel şiir yazan bir arkadaşta var. TEMAD ın mitinginde şiir de okumuştu. Şiir yazanlar ince ruhlu ve geniş görüşlü olur diye biliyorduk onda da yanıldığımız ortaya çıktı. Divanın kasıtlı ve yanlış tutumuna karşı ne yaptığını, herhangi bir ikazda bulunup bulunmadığını da merak ediyorum doğrusu.
Hatırlıyorum bir siirinde sus konuşma diyordu. Divan da da kimseyi konuşturmadılar.
Astsubayların sesini bir Genel Kurmay kesmeye çalışıyor. Birde TEMAD ın kasıtlı, önceden pazarlıkla divana seçilen özgür iradesini kullanamayanlar aldıkları talimatla kesmişler. TEMAD tarihine bu da karaleke olarak geçecektir diye düşünüyorum.
Divandakilerin kazandıkları ve üzerlerine yapışan bu paye kendilerine hayırlı olsun.
Daha nelerle karşılaşacağımızı görüceğiz Kalın sağlıcakla
Öğreniyoruz ki Divana seçilecekler kaç gün önceden Genel merkez ile irtibata geçerek. Şube başkanlarının ve delegelerin iradesine ipotek koyacaklar. Tüzükte olmayan, kanuna aykırı ne işlem varsa yapacaklardır. Hatta kendisini Genel Başkana teslim etmiş divan başkanı "ben genel Başkanımdan talimat alırım." Demiş kişiliğini ve öz benliğini ve güvenini kiraya vermiş bir durumu sergilediği söylenmektedir.
Divanda olan diğer seçilenler ne yapmıştır. Videoda seyrettim. İçlerinde güzel şiir yazan bir arkadaşta var. TEMAD ın mitinginde şiir de okumuştu. Şiir yazanlar ince ruhlu ve geniş görüşlü olur diye biliyorduk onda da yanıldığımız ortaya çıktı. Divanın kasıtlı ve yanlış tutumuna karşı ne yaptığını, herhangi bir ikazda bulunup bulunmadığını da merak ediyorum doğrusu.
Hatırlıyorum bir siirinde sus konuşma diyordu. Divan da da kimseyi konuşturmadılar.
Astsubayların sesini bir Genel Kurmay kesmeye çalışıyor. Birde TEMAD ın kasıtlı, önceden pazarlıkla divana seçilen özgür iradesini kullanamayanlar aldıkları talimatla kesmişler. TEMAD tarihine bu da karaleke olarak geçecektir diye düşünüyorum.
Divandakilerin kazandıkları ve üzerlerine yapışan bu paye kendilerine hayırlı olsun.
Daha nelerle karşılaşacağımızı görüceğiz Kalın sağlıcakla
oguz
Çarşamba, 11 Eylül 2013 22:45
Ziyaretçi Defteri
DEDE ERSEL AKSU DAN ALINTIDIR.
ÖRGÜTLENMENİN DİREKLERİ SALLANDI!
Temad'da diğer STK Seçimlerinde yaşanan delege ve ayak oyunları'mı yapılıyor?
Son kongre'den sonra ortaya atılan idialar ve genel merkez'de işten çıkartılanlarla ilgili gerçekler neler? TEMAD üyesi Dede Ersel AKSU konuyla ilgili açıklama yaptı.
Dede Ersel AKSU'nun açıklaması şöyle..
Malum daha 20 gün olmadı, 22 Ağustosta yapılan 1’inci olağanüstü Kongre ile TEMAD yönetimi değişti !
Anlamayanlara anlatalım;
...
Aslında TEMAD’da yönetim değişmedi, çekirdek kadronun 4 yöneticisi yerinde kaldı, vitrin yeniden düzenlendi hepsi bu. Kafa aynı olunca çekirdek kadro değişmeyince yönetim şeklide aynı kaldı..
Zaten çatlaklar oluşmaya başlamış, umarım bu kez testiyi kırmadan 14 ay dayanabilirler.
***
Bu gün aldığımız bir habere göre TEMAD Genel Merkezinde çalışan iki bayan işten çıkartılmış, gerekçesi de çok ilginç, “ETİK” nedenlerden dolayı işten çıkartılmışlar.
Etikten bahsedenlere kısaca bir göz atalım;
Meslekten atılan Assubaylara bile ilgisiz kalanların, kendi çalışanını işten çıkararak ekmeği ile oynaması etiktir.
“Mobing var” diye şikayet edenler kendi çalışanına mobing yapması gayet etiktir,
“PES Grubunun” kişisel reklam uğruna kullanılması gayet etiktir,
“TEMAD’ın resmi sitesinde” adaylığın açıklanması gayet etiktir,
TEMAD imkanları ile geziler düzenlemek gayet etiktir,
TEMAD Genel merkezinde doğum günü kutlamak, çiğ köfte partisi vermek gayet etiktir, ( Bu arada sormayı unuttum, çiğ köfteler tavana yapışacak kıvama gelmiştir umarım.)
Olağanüstü Kongrede kim dağıttı ise, (aslında kimler olduğunu hepimiz biliyoruz) iki yöneticinin facebook üzerinden yaptığı görüşmeleri dosya haline getirip dağıtmak gayet etiktir, (Bu konuda hukuki işlem başlatıldığı için detaylarına girmiyoruz.)
Olağanüstü Kongrede Genel Başkan adaylarının aidatlarını zamanında yatırmadığı gerekçesi ile Tüzük gereği adaylıklarını iptal ettirenlerin, Bu kez Tüzüğü hiçe sayarak 22 Ağustosta TEMAD yönetimine seçilen ismi bizde saklı bir üyenin üyelik aidatının 22 Ağustostan sonra yatırılması gayet etiktir, (Bu konuda da hukuki işlem başlatıldığı bilgisini aldık, o nedenle söz konusu üyenin ismini açıklamıyorum.)
Olağanüstü kongrede Divan Başkanının “ TEMAD GENEL BAŞKANIN TALİMATIYLA” demesi etiktir,
Olağanüstü Kongrede Sn. Başkanın konuşma hakkımızın olmadığını bilmesine rağmen, bile bile konuşmasının bir yerinde, “Nerede o yazan çizenler gelsinler buraya konuşsunlar” demesi çok etiktir, Ben de o yazan çizenlerdenim buradan konuşuyorum, Konuşma hakkımız vardı da konuşmadık mı? Konuşmak isteyen Genel Başkan adaylarını bile konuşturmadınız. Lütfen insaf..
Kendi yönetim kurulu üyelerine toplantıda hakaret edip, salonu terk etmek etiktir,
“Çanakkale zaferi yoktur, zafer olsaydı sonrasında İstanbul işgal edilmezdi” mealinde İzmir Toplantısında söylenen sözler gayet etiktir,
GATA- Hastane, ve Hasta vb. durumlar ile mağduru oynamak, kamuoyunun duygusunu sömürmek etiktir, (Bakınız Sn. Muzaffer YILMAZ’ın 12 Ağustos 2013 tarihli www.astsubaylarbirligi.org/ sitesindeki yazısı, ayrıca TEMAD Başkanının bu yazı ile ilgili herhangi bir hukuki işlem başlatmamış olması kafamızda soru işareti oluşturdu, sizce neden dava açılmamış olabilir ?)
İzmir İl Toplantısında yapılan konuşmayı yayınlayacak cesaretin olmaması gayet etiktir, (Toplantıda yaptığı konuşmayı yayınlamaya korkanlar birde olmayan dar ağacına çıkacakmış! )
Yönetime geldikleri dönemden beri tek bir kazanımı olmayanların, aksine Disiplin Kanunu ile assubayların idam fermanına neden olanların, yeniden yönetime talip olması ve seçilmesi çok etiktir,
Yandaş, Pavlovun kadrolu elamanları ile hergün durup durup bizlere sövülmesi, en kutsal değerlerimize hakaret edilmesi gayet etik ve ahlakidir,
Kendisine dava açanlara, hiç dava açamayan kağıttan kaplanların “hak alacağım, mücadele edeceğim” diye boy göstermesi etiktir,
Mücadeleci arkadaşların ! Assubayların özlük hakları için adalet yolunu denememesi ve dava açmamaları etiktir,
TEMAD Üyesi bile olmayan birinin, Tüzük hiçe sayılarak önce yönetim kuruluna seçilmesi ve daha sonra da Genel Sekreter olması daha da etiktir.
TEMAD Başkanının Tabiri ile “TEMAD’ın NAMUSU” olan karar defterinin piyasaya düşüp, aşk defteri gibi sağa sola saçılması etiktir,
Yazı ile para yardımı talep eden şubelere para yardımı yapılmaması, bunun yerine başka şubelere yardım yapılması gayet etiktir,
Maliye Bakanlığı müsteşarı ile TEMAD’ın kira konusunu görüşüp, sanki assubayların özlük haklarını müsteşar verecekmiş gibi Assubayların mali haklarında görüşme yaptık demek te etiktir,
Milli Savunma Bakanı ile Askeri Üretim yapan bir tesiste görüşüp, MSB’de görüşmüş gibi duyurmak ta etiktir,
Yönetim Kurulu üyelerinin Hepsi Ankara’da ikamet eder, 9 günlük bayram tatilinde 4 günlük kendi icatları olan 17 Ekim Dünya assubaylar gününü kutlayacak olmaları etiktir,
Dışarıdan bayram trafiğinde gelecekler umurlarında değildir, yeter ki kendileri bir günlükte olsa TV,ye çıksınlar, reklamları olsun kendilerini parlatsınlar. Ne de olsa etiktir,
Olmayan B,C,Ç, D, E, F, G ve “Yumuşak G” planlarını etik gereği açıklamazlar,
Tüm bunlara rağmen arkadaşların kendini başarılı sayması ise süper etiktir!
Siz bilmezsiniz ama bunlar o kadar etik kurallarına düşkündür ki adeta “ETİKOĞLU ETİKLER"dir...
Aslında yazılacak o kadar çok şey var ki “etik” gereği yazmıyorum !
Not; 14 Ay boyunca bariz bir sıkıntı olmaz ise yeni yönetime destek olma kararı almıştım, ancak bu gün iki gariban çalışanın geçerli hiçbir mazeret gösterilmeden etik kuralar bahane edilerek işten çıkarılması, ekmekleri ile oynanması bu kararımı olumsuz yönde etkiledi ve bu yazıyı yazdım.
Bakalım bu iki garibanın yerine kimler işe alınacak, hep beraber göreceğiz ve bu konuyu takip edeceğiz..
Böyle yaptıktan sonra isterlerse 214 değil birmilyonikiyüzondörtbin oy alsınlar bizler için hiç önemi yok..
İnsanların ekmeği ile oynayan her kim olursa olsun şunu unutmasın.
ALLAH YARINA BIRAKIR AMA YANINIZA BIRAKMAZ !
Saygılarımla
Dede Ersel AKSU
ÖRGÜTLENMENİN DİREKLERİ SALLANDI!
Temad'da diğer STK Seçimlerinde yaşanan delege ve ayak oyunları'mı yapılıyor?
Son kongre'den sonra ortaya atılan idialar ve genel merkez'de işten çıkartılanlarla ilgili gerçekler neler? TEMAD üyesi Dede Ersel AKSU konuyla ilgili açıklama yaptı.
Dede Ersel AKSU'nun açıklaması şöyle..
Malum daha 20 gün olmadı, 22 Ağustosta yapılan 1’inci olağanüstü Kongre ile TEMAD yönetimi değişti !
Anlamayanlara anlatalım;
...
Aslında TEMAD’da yönetim değişmedi, çekirdek kadronun 4 yöneticisi yerinde kaldı, vitrin yeniden düzenlendi hepsi bu. Kafa aynı olunca çekirdek kadro değişmeyince yönetim şeklide aynı kaldı..
Zaten çatlaklar oluşmaya başlamış, umarım bu kez testiyi kırmadan 14 ay dayanabilirler.
***
Bu gün aldığımız bir habere göre TEMAD Genel Merkezinde çalışan iki bayan işten çıkartılmış, gerekçesi de çok ilginç, “ETİK” nedenlerden dolayı işten çıkartılmışlar.
Etikten bahsedenlere kısaca bir göz atalım;
Meslekten atılan Assubaylara bile ilgisiz kalanların, kendi çalışanını işten çıkararak ekmeği ile oynaması etiktir.
“Mobing var” diye şikayet edenler kendi çalışanına mobing yapması gayet etiktir,
“PES Grubunun” kişisel reklam uğruna kullanılması gayet etiktir,
“TEMAD’ın resmi sitesinde” adaylığın açıklanması gayet etiktir,
TEMAD imkanları ile geziler düzenlemek gayet etiktir,
TEMAD Genel merkezinde doğum günü kutlamak, çiğ köfte partisi vermek gayet etiktir, ( Bu arada sormayı unuttum, çiğ köfteler tavana yapışacak kıvama gelmiştir umarım.)
Olağanüstü Kongrede kim dağıttı ise, (aslında kimler olduğunu hepimiz biliyoruz) iki yöneticinin facebook üzerinden yaptığı görüşmeleri dosya haline getirip dağıtmak gayet etiktir, (Bu konuda hukuki işlem başlatıldığı için detaylarına girmiyoruz.)
Olağanüstü Kongrede Genel Başkan adaylarının aidatlarını zamanında yatırmadığı gerekçesi ile Tüzük gereği adaylıklarını iptal ettirenlerin, Bu kez Tüzüğü hiçe sayarak 22 Ağustosta TEMAD yönetimine seçilen ismi bizde saklı bir üyenin üyelik aidatının 22 Ağustostan sonra yatırılması gayet etiktir, (Bu konuda da hukuki işlem başlatıldığı bilgisini aldık, o nedenle söz konusu üyenin ismini açıklamıyorum.)
Olağanüstü kongrede Divan Başkanının “ TEMAD GENEL BAŞKANIN TALİMATIYLA” demesi etiktir,
Olağanüstü Kongrede Sn. Başkanın konuşma hakkımızın olmadığını bilmesine rağmen, bile bile konuşmasının bir yerinde, “Nerede o yazan çizenler gelsinler buraya konuşsunlar” demesi çok etiktir, Ben de o yazan çizenlerdenim buradan konuşuyorum, Konuşma hakkımız vardı da konuşmadık mı? Konuşmak isteyen Genel Başkan adaylarını bile konuşturmadınız. Lütfen insaf..
Kendi yönetim kurulu üyelerine toplantıda hakaret edip, salonu terk etmek etiktir,
“Çanakkale zaferi yoktur, zafer olsaydı sonrasında İstanbul işgal edilmezdi” mealinde İzmir Toplantısında söylenen sözler gayet etiktir,
GATA- Hastane, ve Hasta vb. durumlar ile mağduru oynamak, kamuoyunun duygusunu sömürmek etiktir, (Bakınız Sn. Muzaffer YILMAZ’ın 12 Ağustos 2013 tarihli www.astsubaylarbirligi.org/ sitesindeki yazısı, ayrıca TEMAD Başkanının bu yazı ile ilgili herhangi bir hukuki işlem başlatmamış olması kafamızda soru işareti oluşturdu, sizce neden dava açılmamış olabilir ?)
İzmir İl Toplantısında yapılan konuşmayı yayınlayacak cesaretin olmaması gayet etiktir, (Toplantıda yaptığı konuşmayı yayınlamaya korkanlar birde olmayan dar ağacına çıkacakmış! )
Yönetime geldikleri dönemden beri tek bir kazanımı olmayanların, aksine Disiplin Kanunu ile assubayların idam fermanına neden olanların, yeniden yönetime talip olması ve seçilmesi çok etiktir,
Yandaş, Pavlovun kadrolu elamanları ile hergün durup durup bizlere sövülmesi, en kutsal değerlerimize hakaret edilmesi gayet etik ve ahlakidir,
Kendisine dava açanlara, hiç dava açamayan kağıttan kaplanların “hak alacağım, mücadele edeceğim” diye boy göstermesi etiktir,
Mücadeleci arkadaşların ! Assubayların özlük hakları için adalet yolunu denememesi ve dava açmamaları etiktir,
TEMAD Üyesi bile olmayan birinin, Tüzük hiçe sayılarak önce yönetim kuruluna seçilmesi ve daha sonra da Genel Sekreter olması daha da etiktir.
TEMAD Başkanının Tabiri ile “TEMAD’ın NAMUSU” olan karar defterinin piyasaya düşüp, aşk defteri gibi sağa sola saçılması etiktir,
Yazı ile para yardımı talep eden şubelere para yardımı yapılmaması, bunun yerine başka şubelere yardım yapılması gayet etiktir,
Maliye Bakanlığı müsteşarı ile TEMAD’ın kira konusunu görüşüp, sanki assubayların özlük haklarını müsteşar verecekmiş gibi Assubayların mali haklarında görüşme yaptık demek te etiktir,
Milli Savunma Bakanı ile Askeri Üretim yapan bir tesiste görüşüp, MSB’de görüşmüş gibi duyurmak ta etiktir,
Yönetim Kurulu üyelerinin Hepsi Ankara’da ikamet eder, 9 günlük bayram tatilinde 4 günlük kendi icatları olan 17 Ekim Dünya assubaylar gününü kutlayacak olmaları etiktir,
Dışarıdan bayram trafiğinde gelecekler umurlarında değildir, yeter ki kendileri bir günlükte olsa TV,ye çıksınlar, reklamları olsun kendilerini parlatsınlar. Ne de olsa etiktir,
Olmayan B,C,Ç, D, E, F, G ve “Yumuşak G” planlarını etik gereği açıklamazlar,
Tüm bunlara rağmen arkadaşların kendini başarılı sayması ise süper etiktir!
Siz bilmezsiniz ama bunlar o kadar etik kurallarına düşkündür ki adeta “ETİKOĞLU ETİKLER"dir...
Aslında yazılacak o kadar çok şey var ki “etik” gereği yazmıyorum !
Not; 14 Ay boyunca bariz bir sıkıntı olmaz ise yeni yönetime destek olma kararı almıştım, ancak bu gün iki gariban çalışanın geçerli hiçbir mazeret gösterilmeden etik kuralar bahane edilerek işten çıkarılması, ekmekleri ile oynanması bu kararımı olumsuz yönde etkiledi ve bu yazıyı yazdım.
Bakalım bu iki garibanın yerine kimler işe alınacak, hep beraber göreceğiz ve bu konuyu takip edeceğiz..
Böyle yaptıktan sonra isterlerse 214 değil birmilyonikiyüzondörtbin oy alsınlar bizler için hiç önemi yok..
İnsanların ekmeği ile oynayan her kim olursa olsun şunu unutmasın.
ALLAH YARINA BIRAKIR AMA YANINIZA BIRAKMAZ !
Saygılarımla
Dede Ersel AKSU
Oguz
Çarşamba, 11 Eylül 2013 22:25
Ziyaretçi Defteri
TEMAD elbette ki çok büyük bir sivil toplum örgütüdür. Her yıl emekli olan Astsubay miktarı (yıllara göre değişse bile) 5 bine yakındır. Bu arkadaşlarımızın tamamını kazanabilmek. TEMAD çatısı altında toplayabilmek için gereken her türlü çalışma yapılmalıdır.
SEN YOKSAN BİR KİŞİ EKSİĞİZ. Sloganı da çok yerindedir. Üye kazanımı için emekli olan arkadaşlarımızın tamamına özel görevler düşmektedir. Herkes komşusunu, devresini, tanıdığını ikna edip TEMAD a üye yapmalıdır ve bunu görev saymalıdır.
Şu anda TEMAD ın Bakanlık kayıtlarına göre Türkiye genelinde üye sayısı 23 binden azdır. Bu durum Hak almamızda çok az bir miktardır. Resmi makamlara giderken Miktarı yüksek göstermek yararlıdır. Ancak Ziyaret edilecek yerlere gidilmeden önce Kurumların bu kayıtları ilgili yerlerden araştırma yaparak öğreneceklerini düşünüyorum. Bu durum bilinerek gidilmelidir.
TEMAD emekli Astsubayların ikinci adresi olmalı, hak almak için 100 binler bir araya gelmelidir. bunu içinde hepimize görev düşmektedir. Durumdan vazife çıkarmalı arkadaşları TEMAD bayrağı altında toplamalıyız. Kalın sağlıcakla.
SEN YOKSAN BİR KİŞİ EKSİĞİZ. Sloganı da çok yerindedir. Üye kazanımı için emekli olan arkadaşlarımızın tamamına özel görevler düşmektedir. Herkes komşusunu, devresini, tanıdığını ikna edip TEMAD a üye yapmalıdır ve bunu görev saymalıdır.
Şu anda TEMAD ın Bakanlık kayıtlarına göre Türkiye genelinde üye sayısı 23 binden azdır. Bu durum Hak almamızda çok az bir miktardır. Resmi makamlara giderken Miktarı yüksek göstermek yararlıdır. Ancak Ziyaret edilecek yerlere gidilmeden önce Kurumların bu kayıtları ilgili yerlerden araştırma yaparak öğreneceklerini düşünüyorum. Bu durum bilinerek gidilmelidir.
TEMAD emekli Astsubayların ikinci adresi olmalı, hak almak için 100 binler bir araya gelmelidir. bunu içinde hepimize görev düşmektedir. Durumdan vazife çıkarmalı arkadaşları TEMAD bayrağı altında toplamalıyız. Kalın sağlıcakla.
Oguz
Pazartesi, 09 Eylül 2013 12:49
Ziyaretçi Defteri
TEMAD 1. olağanüstü genel kurulunda duyduk ki Genel Merkez için kiralık kalemlerden sonra kiralık divanda ortaya çıkmış.
Öğreniyoruz ki Divana seçilecekler kaç gün önceden Genel merkez ile irtibata geçerek. Şube başkanlarının ve delegelerin iradesine ipotek koyacaklar. Tüzükte olmayan, kanuna aykırı ne işlem varsa yapacaklardır. Hatta kendisini Genel Başkana teslim etmiş divan başkanı "ben genel Başkanımdan talimat alırım." Demiş kişiliğini ve öz benliğini ve güvenini kiraya vermiş bir durumu sergilediği söylenmektedir.
Divanda olan diğer seçilenler ne yapmıştır. Videoda seyrettim. İçlerinde güzel şiir yazan bir arkadaşta var. TEMAD ın mitinginde şiir de okumuştu. Şiir yazanlar ince ruhlu ve geniş görüşlü olur diye biliyorduk onda da yanıldığımız ortaya çıktı. Divanın kasıtlı ve yanlış tutumuna karşı ne yaptığını, herhangi bir ikazda bulunup bulunmadığını da merak ediyorum doğrusu.
Hatırlıyorum bir siirinde sus konuşma diyordu. Divan da da kimseyi konuşturmadılar.
Astsubayların sesini bir Genel Kurmay kesmeye çalışıyor. Birde TEMAD ın kasıtlı, önceden pazarlıkla divana seçilen özgür iradesini kullanamayanlar aldıkları talimatla kesmişler. TEMAD tarihine bu da karaleke olarak geçecektir diye düşünüyorum.
Divandakilerin kazandıkları ve üzerlerine yapışan bu paye kendilerine hayırlı olsun.
Daha nelerle karşılaşacağımızı görüceğiz Kalın sağlıcakla.
Öğreniyoruz ki Divana seçilecekler kaç gün önceden Genel merkez ile irtibata geçerek. Şube başkanlarının ve delegelerin iradesine ipotek koyacaklar. Tüzükte olmayan, kanuna aykırı ne işlem varsa yapacaklardır. Hatta kendisini Genel Başkana teslim etmiş divan başkanı "ben genel Başkanımdan talimat alırım." Demiş kişiliğini ve öz benliğini ve güvenini kiraya vermiş bir durumu sergilediği söylenmektedir.
Divanda olan diğer seçilenler ne yapmıştır. Videoda seyrettim. İçlerinde güzel şiir yazan bir arkadaşta var. TEMAD ın mitinginde şiir de okumuştu. Şiir yazanlar ince ruhlu ve geniş görüşlü olur diye biliyorduk onda da yanıldığımız ortaya çıktı. Divanın kasıtlı ve yanlış tutumuna karşı ne yaptığını, herhangi bir ikazda bulunup bulunmadığını da merak ediyorum doğrusu.
Hatırlıyorum bir siirinde sus konuşma diyordu. Divan da da kimseyi konuşturmadılar.
Astsubayların sesini bir Genel Kurmay kesmeye çalışıyor. Birde TEMAD ın kasıtlı, önceden pazarlıkla divana seçilen özgür iradesini kullanamayanlar aldıkları talimatla kesmişler. TEMAD tarihine bu da karaleke olarak geçecektir diye düşünüyorum.
Divandakilerin kazandıkları ve üzerlerine yapışan bu paye kendilerine hayırlı olsun.
Daha nelerle karşılaşacağımızı görüceğiz Kalın sağlıcakla.
Cenk
Pazar, 08 Eylül 2013 16:00
Ziyaretçi Defteri
Çok değerli meslektaşlarım,
1 nci olağanüstü genel kuruldan çok kısa bir süre geçmesine rağmen sanki bütün sorunlarımız çözülmüş ya da olağanüstü genel kurul çözmüş gibi bir havaya bürünülmüş görüntüsü verilmektedir.
Bakıyorum tüm siteler ölüm sessizliğinde herhalde diyorum bizim maddi-manevi tüm sorunlarımız gizli bir el tarafından çözüldü de bizlerin mi haberi yok.
Her nedense sadece seçim öncesi insanlar düşüncelerini paylaşır kıyasıya eleştiri dozlarını artırır bütün havaları alınır ve sonuçta herhalde yorgunluk nedeniyle bitap düşerler galiba
Tüm arkadaşlarımızın çözüm yolları ve yöntemleri üzerine yapılan yapılmayan faaliyetler üzerine görüş ve düşünceleri ile katkı sağlamaları hepimizin menfaatine olacak bir gelişme olmalıdır.
Sanki herkes kaderine razı olmuş herşeyden mutlu olmuş gibi bir düşünce içerisinde oldukları izlenimi sorunlarımızın daha da derinleşmesi anlamı taşır.
Yine hepimizin birlik beraberlik içerisinde duygu ve düşüncelerimizle katkı sağlamamız bir meslek grubu dayanışması olmalıdır.
Herkese saygılarımla...
1 nci olağanüstü genel kuruldan çok kısa bir süre geçmesine rağmen sanki bütün sorunlarımız çözülmüş ya da olağanüstü genel kurul çözmüş gibi bir havaya bürünülmüş görüntüsü verilmektedir.
Bakıyorum tüm siteler ölüm sessizliğinde herhalde diyorum bizim maddi-manevi tüm sorunlarımız gizli bir el tarafından çözüldü de bizlerin mi haberi yok.
Her nedense sadece seçim öncesi insanlar düşüncelerini paylaşır kıyasıya eleştiri dozlarını artırır bütün havaları alınır ve sonuçta herhalde yorgunluk nedeniyle bitap düşerler galiba
Tüm arkadaşlarımızın çözüm yolları ve yöntemleri üzerine yapılan yapılmayan faaliyetler üzerine görüş ve düşünceleri ile katkı sağlamaları hepimizin menfaatine olacak bir gelişme olmalıdır.
Sanki herkes kaderine razı olmuş herşeyden mutlu olmuş gibi bir düşünce içerisinde oldukları izlenimi sorunlarımızın daha da derinleşmesi anlamı taşır.
Yine hepimizin birlik beraberlik içerisinde duygu ve düşüncelerimizle katkı sağlamamız bir meslek grubu dayanışması olmalıdır.
Herkese saygılarımla...
1218 Ziyaretçi defterindeki mesajlar