Astsubaylar Birliği
merol
Cumartesi, 27 Şubat 2021 10:14
Mutlu umutlu hafta sonumuz olsun.
Mustafa Kemal Atatürk ün inkılap ve devrimlerini içine sindiren Laik Demokratik Sosyal hukuk devletini savunanlara GÜNAYDIN.
Mustafa Kemal Atatürk ün inkılap ve devrimlerini içine sindiren Laik Demokratik Sosyal hukuk devletini savunanlara GÜNAYDIN.
merol
Pazar, 21 Şubat 2021 10:38
İzmir il Başkan Yrd. Özkan abimizin TEMAD ın sosyal yaşamda kamuoyu yaratma konusunda yazdığı yazıya cevabımdır.
TC Mustafa Erol
Özkan abi aynen katılıyorum. Benim şubelerin hepsine gönderdiğim BÖLMİK ( BÖLGE MİLLET VEKİLİ İZLEME KOMİTESİ DOSYASI) VAR. Her şube Bşk. Hangi partiden olursa olsun bölgesinin M.V. geldiğinde o dosyadan bir tane verecek ve özlük haklarımızı takip etmesini isteyecek. İkinci kez geldiğinde ne yaptığını soracak. Cevap alamaz ise bölge halkına olayı anlatacak.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü yasasının 3 md. HERKES SİLAHSIZ VE SALDIRISIZ BASIN AÇIKLAMASI YAPABİLİR DER. partinin il Bşk. Liği ile önce görüşüp sonra yakın bir bölgesinde küçük de olabilir bir toplulukla kısa da olsa bir açıklama yapsa parti orada ilgilenir.
Salih Kapısız AKP nın gurup Bşk. Vekiliydi. Kendisine haklarımızla ilgilenmezseniz il bşk.lık larınıza siyah çelenk koyacağız dedim. 3 Gün sonra randevu alıp Derneğimizi ekibiyle ziyaret etti. Bizleri Plan bütçe komisyon başkanıyla görüştürdü. Sonuçta bir hareketlilik oldu. GENEL MERKEZİN YAZDIĞI GİBİ BİR HAREKETLİLİK LAZIM DİYORUM. Saygılarımla.
TC Mustafa Erol
Özkan abi aynen katılıyorum. Benim şubelerin hepsine gönderdiğim BÖLMİK ( BÖLGE MİLLET VEKİLİ İZLEME KOMİTESİ DOSYASI) VAR. Her şube Bşk. Hangi partiden olursa olsun bölgesinin M.V. geldiğinde o dosyadan bir tane verecek ve özlük haklarımızı takip etmesini isteyecek. İkinci kez geldiğinde ne yaptığını soracak. Cevap alamaz ise bölge halkına olayı anlatacak.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü yasasının 3 md. HERKES SİLAHSIZ VE SALDIRISIZ BASIN AÇIKLAMASI YAPABİLİR DER. partinin il Bşk. Liği ile önce görüşüp sonra yakın bir bölgesinde küçük de olabilir bir toplulukla kısa da olsa bir açıklama yapsa parti orada ilgilenir.
Salih Kapısız AKP nın gurup Bşk. Vekiliydi. Kendisine haklarımızla ilgilenmezseniz il bşk.lık larınıza siyah çelenk koyacağız dedim. 3 Gün sonra randevu alıp Derneğimizi ekibiyle ziyaret etti. Bizleri Plan bütçe komisyon başkanıyla görüştürdü. Sonuçta bir hareketlilik oldu. GENEL MERKEZİN YAZDIĞI GİBİ BİR HAREKETLİLİK LAZIM DİYORUM. Saygılarımla.
merol
Pazar, 21 Şubat 2021 09:54
günaydın.
hepinize mutlu huzurlu ve koronasız günler diliyorum.
hepinize mutlu huzurlu ve koronasız günler diliyorum.
merol
Cumartesi, 29 Ağustos 2020 22:41
…
: "30 Ağustos'ta sevk ve idare ettiğim muharebe, Türk milletinin yanımda bulunduğu halde, idare ettiğim ilk ve son muharebedir. Bir insan kendini, milletle beraber hissettiği zaman, ne kadar kuvvetli buluyor bilir misiniz? Bunu tarif zordur. Eğer ben, açıklamakta zayıf kalırsam beni hoş görünüz." 30.08.1928 Basın Mümessillerine Demeç. Mustafa Kemal Atatürk. ZAFER BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN. NURAN&MUSTAFA EROL.
: "30 Ağustos'ta sevk ve idare ettiğim muharebe, Türk milletinin yanımda bulunduğu halde, idare ettiğim ilk ve son muharebedir. Bir insan kendini, milletle beraber hissettiği zaman, ne kadar kuvvetli buluyor bilir misiniz? Bunu tarif zordur. Eğer ben, açıklamakta zayıf kalırsam beni hoş görünüz." 30.08.1928 Basın Mümessillerine Demeç. Mustafa Kemal Atatürk. ZAFER BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN. NURAN&MUSTAFA EROL.
merol
Cumartesi, 29 Ağustos 2020 22:08
KAVAK AĞACI.
Ulu bir kavak ağacının yanında bir kabak filizi boy göstermiş. Bahar ilerledikçe bitki kabak ağacına sarılarak yükselmeye başlamış. Yağmurların ve güneşin etkisiyle müthiş bir hızla büyümüş ve neredeyse kavak ağacıyla aynı boya gelmiş.
Bir gün dayanamayıp sormuş kavağa: “Sen kaç ayda bu hale geldin ağaç?”
“10 yılda’’ demiş kavak
‘’10 yılda mı?’’ diye gülmüş ve çiçeklerini sallamış kabak,
“Ben neredeyse 2 ayda seninle aynı boya geldim bak!’’
‘’Doğru’’ demiş ağaç.
Günler günleri kovalamış ve sonbaharın ilk rüzgarı başladığında kabak önce üşümeye sonra yapraklarını düşürmeye, soğuklar arttıkça da aşağıya doğru inmeye başlamış.
Sormuş endişeyle kavağa: “Neler oluyor bana ağaç?’’
‘’Ölüyorsun’’ demiş kavak,
“Niçin?’’
‘’Benim on yılda geldiğim yere sen iki ayda gelmeye çalıştığın için.’’
‘’SULAR YÜKSELİNCE BALIKLAR KARINCALARI YER,
SULAR ÇEKİLİNCE DE KARINCALAR BALIKLARI’’
merol
Pazartesi, 22 Haziran 2020 21:28
İYİ AKŞAMLAR.
GEÇMİŞ UNUTMADAN GELECEĞİNİ PLANLAYANLAR MUTLULUĞU YAKALAMAYA EN YAKIN OLANLARDIR.
HERHANGİ BİR MAĞARAYA GİRMEDEN DE SERVET VE STATÜYÜ UÇUP GİDEN BULUTLAR OLARAK GÖRMEK MÜMKÜNDÜR. KİŞİLERİN YALNIZ BAŞINA DEMLENMESİ VE ŞİİRSELLİK İÇİNDE KAYBOLMASI İÇİN DERELERE, IRMAKLARA VE KAYALARA TUTKUN OLMASI GEREKMEZ.
İSTİYORLARSA BIRAKIN İNSANLAR BİRBİRİYLE YARIŞSINLAR, ONLARI KAFALARI DUMANLI OLMAKLA SUÇLAMA. İSTEDİĞİN KADAR DİNÇ VE AYIK OL, AMA YALNIZ BEN AYIĞIM DİYE DE BÖBÜRLENME. DÜŞÜNEN İNSANIN, BEDENCE VE AKILCA ÖZGÜR OLMAKTAN KASTETTİĞİ BUDUR.
AKILDA MADDİ ARZUNUZ YOKSA, ARŞIN ALTINDA Kİ DURGUN DENİZ GİBİSİNİZ. YANINIZDA BİR ENSTRÜMAN VE KİTAPLARINIZ VARSA DAĞLARDA, SURLARDA RAHAT EDECEĞİNİZ BİR SIĞINAĞINIZ VAR DEMEKTİR
GEÇMİŞ UNUTMADAN GELECEĞİNİ PLANLAYANLAR MUTLULUĞU YAKALAMAYA EN YAKIN OLANLARDIR.
HERHANGİ BİR MAĞARAYA GİRMEDEN DE SERVET VE STATÜYÜ UÇUP GİDEN BULUTLAR OLARAK GÖRMEK MÜMKÜNDÜR. KİŞİLERİN YALNIZ BAŞINA DEMLENMESİ VE ŞİİRSELLİK İÇİNDE KAYBOLMASI İÇİN DERELERE, IRMAKLARA VE KAYALARA TUTKUN OLMASI GEREKMEZ.
İSTİYORLARSA BIRAKIN İNSANLAR BİRBİRİYLE YARIŞSINLAR, ONLARI KAFALARI DUMANLI OLMAKLA SUÇLAMA. İSTEDİĞİN KADAR DİNÇ VE AYIK OL, AMA YALNIZ BEN AYIĞIM DİYE DE BÖBÜRLENME. DÜŞÜNEN İNSANIN, BEDENCE VE AKILCA ÖZGÜR OLMAKTAN KASTETTİĞİ BUDUR.
AKILDA MADDİ ARZUNUZ YOKSA, ARŞIN ALTINDA Kİ DURGUN DENİZ GİBİSİNİZ. YANINIZDA BİR ENSTRÜMAN VE KİTAPLARINIZ VARSA DAĞLARDA, SURLARDA RAHAT EDECEĞİNİZ BİR SIĞINAĞINIZ VAR DEMEKTİR
merol
Pazar, 21 Haziran 2020 21:10
||
Kaygı, insanın olabilecek aksiliklere karşı kendini önceden hazırlanması, gardını alması, bir anlamda aksilik karşısında prova yapması anlamına geldiği için gereklidir. Bu duygu, kendimizi korumak için binlerce yılda geliştirdiğimiz bir mekanizmadır. Ancak kendinizi fazla kaygılı buluyorsanız, dönüp kültürünüze bir bakın. Kültür, farkında olmasak da, duygularımızı şekillendiren en önemli etkenlerden biridir.
Toplulukçu kültür, sosyal kaygıyı canlı tutar. Çünkü toplulukçuluğun en önemli özelliği, uyum çabasıdır. Kişi çıkıntı olmaktan, içinde yaşadığı gruba ters düşmekten kaçınır. Bu yüzden başkalarına nasıl göründüğü ile ilgili farkındalığı, sosyal kaygısı yüksek olabilir. “Aman rezil olmayalım” sözüyle kendini sıkça frenler. Rahat ve umarsız olmakta zorlanır.
Belirsizlikten kaçınma, daha az bilinen bir kültür değeri: Hayatın belirsizliği karşısında duyulan kaygıyı gösteriyor. Bizi bilmediğimizden uzak durmaya yöneltiyor. “Bildiğimizden şaşmamak” hayatın her alanında kendini gösterir:
Nereye alışmışsak tatilimizde oraya gideriz. Yeni bir yer denemek zor gelir.
Çocuklarımıza sürekli “koşma, düşersin”, “dokunma cıss” deriz, adeta hareketsiz durmalarını isteriz. Çocuk büyüdüğünde bizim aklımızın yatmadığı işler yapması, farklı hobiler edinmesi ya da meslek seçmesi bizi tedirgin eder, engellemeye çalışırız.
Hastalanıyor gibiysek “ne olur ne olmaz” hemen antibiyotik alarak hastalığın önünü almaya çalışırız. Ülkemizde gereksiz antibiyotik kullanım oranı bu yüzden çok yüksektir.
Kaygı, bir dereceye kadar, olumsuz bir duygu değil. Ancak size zarar verdiğini düşündüğünüzde uzman kişilerden yardım almalısınız.
Kaygı, insanın olabilecek aksiliklere karşı kendini önceden hazırlanması, gardını alması, bir anlamda aksilik karşısında prova yapması anlamına geldiği için gereklidir. Bu duygu, kendimizi korumak için binlerce yılda geliştirdiğimiz bir mekanizmadır. Ancak kendinizi fazla kaygılı buluyorsanız, dönüp kültürünüze bir bakın. Kültür, farkında olmasak da, duygularımızı şekillendiren en önemli etkenlerden biridir.
Toplulukçu kültür, sosyal kaygıyı canlı tutar. Çünkü toplulukçuluğun en önemli özelliği, uyum çabasıdır. Kişi çıkıntı olmaktan, içinde yaşadığı gruba ters düşmekten kaçınır. Bu yüzden başkalarına nasıl göründüğü ile ilgili farkındalığı, sosyal kaygısı yüksek olabilir. “Aman rezil olmayalım” sözüyle kendini sıkça frenler. Rahat ve umarsız olmakta zorlanır.
Belirsizlikten kaçınma, daha az bilinen bir kültür değeri: Hayatın belirsizliği karşısında duyulan kaygıyı gösteriyor. Bizi bilmediğimizden uzak durmaya yöneltiyor. “Bildiğimizden şaşmamak” hayatın her alanında kendini gösterir:
Nereye alışmışsak tatilimizde oraya gideriz. Yeni bir yer denemek zor gelir.
Çocuklarımıza sürekli “koşma, düşersin”, “dokunma cıss” deriz, adeta hareketsiz durmalarını isteriz. Çocuk büyüdüğünde bizim aklımızın yatmadığı işler yapması, farklı hobiler edinmesi ya da meslek seçmesi bizi tedirgin eder, engellemeye çalışırız.
Hastalanıyor gibiysek “ne olur ne olmaz” hemen antibiyotik alarak hastalığın önünü almaya çalışırız. Ülkemizde gereksiz antibiyotik kullanım oranı bu yüzden çok yüksektir.
Kaygı, bir dereceye kadar, olumsuz bir duygu değil. Ancak size zarar verdiğini düşündüğünüzde uzman kişilerden yardım almalısınız.
merol
Cumartesi, 20 Haziran 2020 22:05
||
IŞILTILI BİR ÇAM AĞACI.
Binlerce yıl önce, insanlar çam ağaçlarının sihirli olduğuna inanırlardı. Çünkü kış gelince tüm ağaçlar çıplak kalıp, yapraklarını dökerken, çam ağaçları yemyeşil kalmaya devam ederlerdi. Bu yüzden çam ağacını hayatın bir sembolü ve güneş ışığının, baharın yeniden geleceğinin bir işareti olarak gördüler.
Ayrıca, Almanya'da Martin Luther, karlı bir kış gecesi evine dönerken, ağaç dallarının arasında ışıldayan yıldızları görmüş ve o kadar hoşuna gitmiş ki, evine gidince ailesine bunu anlatmış, ama kelimelerle anlatmanın yetmeyeceğine karar vermiş olacak ki, dışarı çıkıp küçük bir ağaç kesip gelmiş ve ağacı yanan mumlarla süslemiş. İşte ondan sonra bu bir gelenek olup çıkmış. Tüm dünyaya yayılmış. İngiltere'de Kraliçe Viktoria, Prens Albert ile evlendiği gün Winstor şatosunda bir yılbaşı çamı yapılmış. Daha sonra göçmenlerle Amerika'ya da bu gelenek taşınmış.
Bir de efsane var: İsa'nın doğum gününde, tüm canlılar, bitkiler, herkes hediyeler getirmiş, zeytin ağacı zeytin, hurma ağacı hurma, elma ağacı elma vs. her ağaç kendi meyvesini getirmiş ama küçük çam ağacının getirecek hiçbir hediyesi yokmuş ve büyük ağaçlar onu göze görünmeyecek şekilde, arkaya itmişler. O zaman bir melek çam ağacına acımış ve bir grup yıldıza gelip çam ağacının dallarına konmaları için emir vermiş. Bebek İsa bu hoş görünümlü çam ağacını görünce, gülmüş ve onu kutsamış ve her yılbaşında, çam ağaçlarının her zaman çocukları memnun etmesi için ışıklarla donanmasını dilemiş.
IŞILTILI, MUCİZELERLE DOLU BİR YIL OLSUN….
SEVGİLERİML
IŞILTILI BİR ÇAM AĞACI.
Binlerce yıl önce, insanlar çam ağaçlarının sihirli olduğuna inanırlardı. Çünkü kış gelince tüm ağaçlar çıplak kalıp, yapraklarını dökerken, çam ağaçları yemyeşil kalmaya devam ederlerdi. Bu yüzden çam ağacını hayatın bir sembolü ve güneş ışığının, baharın yeniden geleceğinin bir işareti olarak gördüler.
Ayrıca, Almanya'da Martin Luther, karlı bir kış gecesi evine dönerken, ağaç dallarının arasında ışıldayan yıldızları görmüş ve o kadar hoşuna gitmiş ki, evine gidince ailesine bunu anlatmış, ama kelimelerle anlatmanın yetmeyeceğine karar vermiş olacak ki, dışarı çıkıp küçük bir ağaç kesip gelmiş ve ağacı yanan mumlarla süslemiş. İşte ondan sonra bu bir gelenek olup çıkmış. Tüm dünyaya yayılmış. İngiltere'de Kraliçe Viktoria, Prens Albert ile evlendiği gün Winstor şatosunda bir yılbaşı çamı yapılmış. Daha sonra göçmenlerle Amerika'ya da bu gelenek taşınmış.
Bir de efsane var: İsa'nın doğum gününde, tüm canlılar, bitkiler, herkes hediyeler getirmiş, zeytin ağacı zeytin, hurma ağacı hurma, elma ağacı elma vs. her ağaç kendi meyvesini getirmiş ama küçük çam ağacının getirecek hiçbir hediyesi yokmuş ve büyük ağaçlar onu göze görünmeyecek şekilde, arkaya itmişler. O zaman bir melek çam ağacına acımış ve bir grup yıldıza gelip çam ağacının dallarına konmaları için emir vermiş. Bebek İsa bu hoş görünümlü çam ağacını görünce, gülmüş ve onu kutsamış ve her yılbaşında, çam ağaçlarının her zaman çocukları memnun etmesi için ışıklarla donanmasını dilemiş.
IŞILTILI, MUCİZELERLE DOLU BİR YIL OLSUN….
SEVGİLERİML
merol
Cumartesi, 20 Haziran 2020 21:51
||
Halkı tarafından çok sevilen bir kral, huzuru en güzel resmedecek sanatçıya büyük bir ödül vereceğini ilan eder. Yarışmaya çok sayıda sanatçı katılır. Günlerce çalışırlar, birbirinden güzel resimler yaparlar, eserleri saraya teslim ederler. Tablolara bakan kral sadece ikisinden hoşlanır. Ama birinciyi seçmesi için karar vermesi gereklidir.
Resimlerden birisinde bir göl vardır. Göl, tıpkı bir ayna gibi etrafında yükselen dağların görüntüsünü yansıtmaktadır. Üst tarafta pamuk beyazı bulutlar gökyüzünü süslemektedir.
Resim, bakanlara mükemmel bir huzur hissi verecek kadar güzeldir.
Diğer resimde de dağlar vardır. Ama engebeli ve çıplak dağlar. Dağların üstündeki öfkeli gökyüzünden boşanan yağmurlar ve çakan şimşek ise resmi daha da sıkıntılı bir hale sokmaktadır. Dağın eteklerindeki şelale insana gürültüyü, yorgunluğu hatırlatacak kadar hırçın resmedilmiştir. Kısaca resim, pek de öyle huzur verecek türden değildir.
Fakat kral resme bakınca, şelalenin ardında kayalıklardaki, çatlaktan çıkan mini minnacık bir çalılık görür. Çalılığın üstünde ise bir anne kuşun örttüğü bir kuş yuvası göze çarpmaktadır. Sertçe akan suyun orta yerinde anne kuşun kurduğu yuva izleyenlere harika bir huzur ve sakinlik örneği sunmaktadır.
Ödülü kim kazandı dersiniz? Tabi ki ikinci resim... Kral bunun nedenini şöyle açıkladı:
"Huzur hiçbir gürültünün, sıkıntının ya da zorluğun bulunmadığı yer demek değildir. Huzur, bütün bunların içinde bile yüreğimizin sükunet bulabilmesidi
Halkı tarafından çok sevilen bir kral, huzuru en güzel resmedecek sanatçıya büyük bir ödül vereceğini ilan eder. Yarışmaya çok sayıda sanatçı katılır. Günlerce çalışırlar, birbirinden güzel resimler yaparlar, eserleri saraya teslim ederler. Tablolara bakan kral sadece ikisinden hoşlanır. Ama birinciyi seçmesi için karar vermesi gereklidir.
Resimlerden birisinde bir göl vardır. Göl, tıpkı bir ayna gibi etrafında yükselen dağların görüntüsünü yansıtmaktadır. Üst tarafta pamuk beyazı bulutlar gökyüzünü süslemektedir.
Resim, bakanlara mükemmel bir huzur hissi verecek kadar güzeldir.
Diğer resimde de dağlar vardır. Ama engebeli ve çıplak dağlar. Dağların üstündeki öfkeli gökyüzünden boşanan yağmurlar ve çakan şimşek ise resmi daha da sıkıntılı bir hale sokmaktadır. Dağın eteklerindeki şelale insana gürültüyü, yorgunluğu hatırlatacak kadar hırçın resmedilmiştir. Kısaca resim, pek de öyle huzur verecek türden değildir.
Fakat kral resme bakınca, şelalenin ardında kayalıklardaki, çatlaktan çıkan mini minnacık bir çalılık görür. Çalılığın üstünde ise bir anne kuşun örttüğü bir kuş yuvası göze çarpmaktadır. Sertçe akan suyun orta yerinde anne kuşun kurduğu yuva izleyenlere harika bir huzur ve sakinlik örneği sunmaktadır.
Ödülü kim kazandı dersiniz? Tabi ki ikinci resim... Kral bunun nedenini şöyle açıkladı:
"Huzur hiçbir gürültünün, sıkıntının ya da zorluğun bulunmadığı yer demek değildir. Huzur, bütün bunların içinde bile yüreğimizin sükunet bulabilmesidi
merol
Cumartesi, 20 Haziran 2020 21:48
||
Başlangıçta göz hareketlerini takip etmek zor gelebilir. Her şeyde olduğu gibi bu konuda da pratik yaparsanız uzmanlaşırsınız.
Bilmenizi isterim ki; iletişimde bulunduğunuz kişi basmakalıp ifadelerle ve düşünmeden konuşuyorsa göz hareketleri olmaz.
Şimdi sizlerle gözlerin dilini doğru algılama zamanlarının ipuçlarını vereceğim.
Kişi, konuşmaya başlamadan hemen önce,
Kişi, aranızda oluşmuş sessiz anlarda düşünürken,
Sorunuzu sorduğunuz andan hemen sonra.
Gözlerin hafızadaki kaydına ulaşmak ya da kurgulamak üzere mi olduğunu, gözleri okuyarak çıkarabilirsiniz. Profesyonelliğin bir göstergesi de doğru soruyu doğru zamanda sorabilme yeteneğidir. Her zaman en güzel cevap, doğru soruyu sorana verilir. doğru soruları sormak, kitleleri istediğiniz noktaya doğru yönlendirmek ancak zihninizi kullanma sonucunda gerçekleşir. Neyi almak istiyorsanız size o verilecektir. Bundan emin olabilirsiniz
Başlangıçta göz hareketlerini takip etmek zor gelebilir. Her şeyde olduğu gibi bu konuda da pratik yaparsanız uzmanlaşırsınız.
Bilmenizi isterim ki; iletişimde bulunduğunuz kişi basmakalıp ifadelerle ve düşünmeden konuşuyorsa göz hareketleri olmaz.
Şimdi sizlerle gözlerin dilini doğru algılama zamanlarının ipuçlarını vereceğim.
Kişi, konuşmaya başlamadan hemen önce,
Kişi, aranızda oluşmuş sessiz anlarda düşünürken,
Sorunuzu sorduğunuz andan hemen sonra.
Gözlerin hafızadaki kaydına ulaşmak ya da kurgulamak üzere mi olduğunu, gözleri okuyarak çıkarabilirsiniz. Profesyonelliğin bir göstergesi de doğru soruyu doğru zamanda sorabilme yeteneğidir. Her zaman en güzel cevap, doğru soruyu sorana verilir. doğru soruları sormak, kitleleri istediğiniz noktaya doğru yönlendirmek ancak zihninizi kullanma sonucunda gerçekleşir. Neyi almak istiyorsanız size o verilecektir. Bundan emin olabilirsiniz
1211 Ziyaretçi defterindeki mesajlar